Biz, sen davet ettikten sonra bile gelme konusunda emin değildik. | Open Subtitles | نحن، لم نكن واثقين من مجيئنا إلى هنا، حتى بعدما دعوتِنا. |
Çoğu zaman geceler miydik emin değildik. | Open Subtitles | في كثير من المرّات، لم نكن واثقين أننا سننجو من الليلة |
Önceleri ne çizdiğinden emin değildik... | Open Subtitles | لم نكن واثقين مما يفعل فى البداية |
Bu kadar geç haber verdiğim için özür dilerim ama sizin sosyalleşmeye hazır olup olmadığınızdan emin değildik. | Open Subtitles | ...آسفة على الدعوة المتأخرة، لكن لكننا لم نكن واثقين عن استعدادك أنت و والدك لأي نشاط اجتماعي بعد |
Gece hava sakin, huzurlu, berrak ay, birkaç yıldız, tüm bunlar, fakat orada başka şeyler de var, o kadar garip şeyler ki varolduklarından emin değildik. | Open Subtitles | قد تبدو سماء الليل هادئة، ساكنة، يلمع فيها قمر فضي، وبضعة نجوم، وما إلى ذلك، بيد أن هناك المزيد في الأعلى، أشياء غريبة جداً لم نكن واثقين حتى من وجودها. |
Annen öldüğünde, açık konuşmak gerekirse Martin'in kafayı yiyip yemeyeceğinden emin değildik. | Open Subtitles | عندما توفيت والدتك ، لم نكن واثقين أذا كان (مارتن) سيستمر أم لا. |
O zamanlar bütün bunların arkasında Tyson'ın olduğundan emin değildik. | Open Subtitles | والآن، في تلك اللحظة، لم نكن واثقين أن (تايسون) كانت وراء ذلك كله |