Korkunç ikili: ciddi derece otistikti ve bir daha konuşmadı. | TED | لم تكن تلك فترة السنتين؛ بل أصيب بتوحد شديد لم يتكلم بعده قط. |
Sağır olduktan sonra pek fazla konuşmadı. | Open Subtitles | مرةً ما فقد سمعه لم يتكلم كثيراً بعد ذلك. |
Bilgisayarlarımızda çalışmadığı sürece bizimle konuşmazdı. | Open Subtitles | لم يتكلم معنا مالم يكن يعمل على حواسيبنا |
Pek fazla konuşmazdı, küfür etmek dışında. | Open Subtitles | لم يتكلم كثيراً باستثناء قول الأمور الرهيبة |
Bahsettiğim bu 11 yaşındaki çocuk 6 yaşından beri,5 yıldır konuşmuyor | Open Subtitles | أعني أن هذا الولد البالغ من العمر 11 عاما لم يتكلم منذ أن كان في أو السادسة من العمر ، خمس سنوات |
Eğer o, Tanrı'nın kelâmı değilse demek ki Tanrı hiç konuşmuyor. | Open Subtitles | وإذا هو لم يكن كلمات الرب إذاً الرب لم يتكلم |
O uzun zamandır burada konuşma yapmadı. | Open Subtitles | شخص لم يتكلم هنا منذ زمن طويل |
Şimdi, eğer ikisi de konuşmazsa, her ikisi de bir yıl alırlar. | Open Subtitles | الأن إن لم يتكلم أي منهما فسيحصل كل منهما على حبس سنة |
Bana oldukça etkili birkaç ağrı kesici vermişti ve gerçekten hiçbir şey hakkında konuşmadı. | Open Subtitles | أعطاني بعض المسكنات و التي كانت بكفاءة حبوب للصداع و لم يتكلم عن شيء |
Benim adamım da konuşmadı. | Open Subtitles | وكذلك من معي لم يتكلم ..أجل ، و جيرث يظن |
Hiç kimse ayağa kalkmadı ve altı saat boyunca kimse konuşmadı. | Open Subtitles | , لم يقف أحد و لم يتكلم أحد و لا كلمة لمدة 6 ساعات |
hakkında bu terimlerle konuşmadı fakat fikirleri gerçekten de orda, orjinal makalesinde... | Open Subtitles | لم يتكلم عنها بهذه المصطلحات، لكن الأفكار موجودة في أطروحته الأصلية. |
Baban, seninle geçirdiğim iki yıl boyunca konuşmadı. | Open Subtitles | أباك لم يتكلم معك للعامين الماضيين بسببي |
Bize geldiğinden beri hiç konuşmadı. | Open Subtitles | إنه لا يريد التحدث لم يتكلم منذ قدمنا إلى هنا |
Çok konuşmazdı bahşiş istemezdi. | Open Subtitles | لم يتكلم كثيراً, و لم يجادلني بالبقشيش |
Paul, Elise hariç kimseyle işi hakkında konuşmazdı. | Open Subtitles | (بول) لم يتكلم لأحد قط حول أعماله ، بإستثناء (إليز)، |
Gerçek Batman seninle asla fazla konuşmazdı, değil mi? | Open Subtitles | (باتمان) الحقيقي لم يتكلم معك كثيراً، أليس كذلك؟ |
Konuşmak isterse konuşabilir. Ama konuşmuyor, sanırım bir sorunu yok. | Open Subtitles | حسنٌ , لو أراد التحدث عن الأمر لفعل لكنهُ لم يتكلم , لذا أنا متأكده من أنهُ مرتاح |
Şu profesörü biliyorsunuz, benimle tek kelime bile konuşmuyor. | Open Subtitles | هذا البروفيسور، لم يتكلم معي حتـّى لميتكلممعيحتـّى! |
Fazla konuşmuyor ama çok zeki! | Open Subtitles | لم يتكلم بعد ولكننا نعلم أنه ذكي |
O uzun zamandır burada konuşma yapmadı. | Open Subtitles | شخص لم يتكلم هنا منذ زمن طويل |
O dedi ki eğer konuşmazsam ve o da konuşmazsa tüm bunlar mahvolur ve kurtuluruz. | Open Subtitles | أخبرني إذا لم أتكلم معكم يا قوم و إذا هو لم يتكلم فإن هذا سينتهي,سيزول |