Herhalde bunu duymayı beklemiyordu. Ben de biraz şaşırdım. | Open Subtitles | لم يتوقع ان يسمع ذلك وأنها جديده علي أيضا |
Her şeyin kolay olacağını kimse beklemiyordu, Christopher! | Open Subtitles | لم يتوقع أحد قط أن يكون هذا . سهلاً يا كريستوفر |
Hiç kimse Westerby'nin bu kadar dişli çıkacağını beklemiyordu. | Open Subtitles | لم يتوقع أحد أن يحدث فريق وستربي لنا كل هذه المشاكل |
Kimse fırtınanın bu kadar sert olacağını düşünmemişti. | Open Subtitles | اعنى . بأن لم يتوقع أي شخص أن العاصفه ستكون بهذه الشده |
"Kimse Braddock'un ilk rauntu bitirebileceğini düşünmüyordu. " | Open Subtitles | حسناً، لم يتوقع أحد بأن (برادوك) سيتجاوز الجولة الأولى |
Elbette, o düşüncesinin bu kadar yararlı olacağını tahmin edemezdi. | TED | بالطبع هو لم يتوقع حتى كيف ستستخدم نظرياته. |
Herhalde o anda hiçbir şey beklemiyordu ve sol omzunun üstüne çok sert düşüp köprücük kemiğini kırdı. | Open Subtitles | أظن بأنه لم يتوقع أي شيئ في هذه اللحظة فقد أحس بضغط رهيب على كتفه و قد كسر تروقته |
Onu gerçekten aramamızı beklemiyordu, ...bu yüzden işleri örtbas etmek için bir denetçi uydurdu. | Open Subtitles | ، لم يتوقع أن نتصل بِه . لذا اخترع شخصية المسؤول كي يخفي آثاره |
Devriyeden biraz erken gelmiştik... taburun din subayı bizi beklemiyordu. | Open Subtitles | عدنا باكراً بعض الشيء من دوريّتنا وكاهن الكتيبة الخاص بنا لم يتوقع قدومنا |
Açıkcası yönetici kendi oğlunun da orada olacağını beklemiyordu. | Open Subtitles | ومن الواضح أن المدير لم يتوقع أن ابنه سيكون هناك |
Başka birinin de gelebildiğine sevindim. Kimse bunu beklemiyordu, değil mi? | Open Subtitles | تسعدني رؤية شخص آخر نجح بالوصول، لم يتوقع أحد ما حدث، أليس كذلك؟ |
Bu kadar çok savaş yaramız olmasını ya da ilaçların bu kadar çabuk tükenmesini beklemiyordu. | Open Subtitles | لم يتوقع أبدًا أنه سيكون لدينا هذا الكم من جرحى الحرب أو أننا سنفرغ من الأدوية بتلك السرعة |
Bilim insanları bunu hiç beklemiyordu. | TED | لم يتوقع العلماء ذلك على الإطلاق. |
Seni bu kadar çabuk beklemiyordu. | Open Subtitles | لكنه لم يتوقع مجيئك بهذه السرعة |
Oğlumun bu noktaya kadar geleceğini kimse beklemiyordu. | Open Subtitles | أبني , لم يتوقع أحد أن يصل إلا هذا الحد |
Remus Atlantic City'den hiç bir iyilik beklemiyordu. | Open Subtitles | "ريمس" لم يتوقع مطلقا أي خدمات قادمة من "أتلانتيك سيتي". |
Kimse evlilik teklifi beklemiyordu. | Open Subtitles | لم يتوقع أحدٌ تقدمّه بطلب زواج |
Müsteşarın destek vereceğini beklemiyordu, hepsi bu. | Open Subtitles | هو لم يتوقع ذلك الضغط من وكيل الوزارة |
Galiba kimse böyle olmasını beklemiyordu. | Open Subtitles | كما يبدو لم يتوقع احد حدوث هذا |
Anlaşılan, silahı keşfettiğimde burada olacağını düşünmemişti. | Open Subtitles | أنه لم يتوقع أن تكون أموجوداًعندما أجده |
"Kimse Braddock'un ilk rauntu bitirebileceğini düşünmüyordu. " | Open Subtitles | حسناً، لم يتوقع أحد بأن (برادوك) سيتجاوز الجولة الأولى |
Takımımdaki hiç kimse böyle bir tepkiyi tahmin etmemişti. | TED | لم يتوقع أحد من فريقي هذا النوع من الرد. |