Üç gün önce böğürtlen toplamak için evden çıkmış, bir daha Onu gören olmamıştı. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أيام غادر لقطف الكرز ومنذ ذلك الحين لم يره أحد |
96'da emekli olmuş, son kirasını ödememiş üç haftadır Onu gören olmamış. | Open Subtitles | تقاعد في 96, لم يدفع أخر إيجار له لم يره أحداً منذ ثلاث أسابيع |
İddiaya girerim hiçkimsenin onu görmediğini ve cesetin ertesi güne kadar bulunmayacağını sandı. | Open Subtitles | غالبا لقد ظن بأن أحداً لم يره يركض هارباً. وأنهم لن يكتشفوا الجثة حتى صباح اليوم التالي |
-Peki Tsui? -onu uzun zamandır görmediğini söyledi. | Open Subtitles | يقول أنه لم يره منذ أمد بعيد |
Herkes onu görmek için ölüyor. Daha önce Onu gören olmadı. | Open Subtitles | الكل يريد رؤيته حتى اليوم لم يره أحداً منا قط |
- Onu gören olmadı. | Open Subtitles | لم يره احد لم يره احد على الاطلاق |
Kızlar dinleyin, büyük bir bitiriş yapmamız gerek. Kimsenin daha önce görmediği bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إنهاء عظيم للرقصة، علينا أن نفعل شيئا لم يره أحد من قبل |
ve bu senin dışında başka kimsenin görmediği bir şey. VV: Bu fotoğraf aslında keşif araçlarımızdan birinin. | TED | وهذا شيءٌ لم يره أحدٌ غيرك، صحيح؟ فيكتور: نعم، هذا بثٌّ من أحد المسابيرِ الآلية. |
Mütaakip yolculuklarımızı yaptığımız sırada hidrotermal ağızları olan yaratıklar görüyordum ve bazen de hayatım boyu görmediğim şeyleri, hatta bazen bizim gördüğümüz zaman kadar kimsenin görmemiş olduğu ve bilimsel olarak tanımlanmamış şeyleri görüyordum. | TED | وأثناء تلك الرحلات الاستكشافية التي قمنا بها كنت أرى مخلوقات في الفتحات الحرارية أسفل المحيط وهي مخلوقات لم أرى مثلها مثيل من قبل وأحيانا أرى مخلوقاً لم يره أحدٌ من قبل على الاطلاق مخلوق لم يتم وصفه من قبل العلماء حينها عندما رايناه وصورناه |
Burada daha önce kimsenin görmediği koca bir dünya var. | Open Subtitles | يوجد عالم كامل هنا الذي لم يره أحد من قبل |
İşletme iki yıl önce kapanmış. Ondan sonra, Onu gören olmamış. | Open Subtitles | ترك الأمر منذ عامين لم يره أحد مُذاك الحين |
Yerel hasteneleri kontrol ettim, Onu gören olmamış. | Open Subtitles | راجعت مع جميع المستشفيات المحلية، لم يره أحداً |
O günden beri Onu gören olmamış ama. | Open Subtitles | ،لكن منذ ذلك الحين لم يره أو يسمع عنه أحد |
Yani Charlie onu yıllardır görmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال (تشارلي) أنه لم يره منذ سنوات |
Saldırganı görüp görmediğini sor. | Open Subtitles | لم يره. |
Kendisi kahramanımız ve koruyucumuzdur. Ama onu yıllardır gören olmadı. | Open Subtitles | بطلنا وحامينا ، ولكن لم يره أحد لسنوات |
Başka gören olmadı mı? | Open Subtitles | لم يره احد غيري؟ |
Mimarlar artık o büyük kelimeler ve karmaşık çizimler kullanan o esrarlı yaratıklar değiller, siz de artık ne o şanssız toplumsunuz, ne de o daha önce görmediği bir şeyi kabul etmeyecek bir müşterisiniz. | TED | لم يعد المهندسون تلك المخلوقات الغامضة التي تستعمل كلمات مبهمة ورسوما صعبة، ولم تعودوا قط ذلك الجمهور المغلوب على أمره، ذلك الزبون الذي لن يقبل شيئا لم يره من قبل. |
- Sorunları silahsız halletmektedir. - Ve hiç kimsenin daha önce görmediği bir şeye sahiptir. | Open Subtitles | ويحل المشاكل بدون سلاح - ولديه شىء لم يره أحد غيره - |
Eğer gerçekten her şeyden uzaklaşmak ve daha önce hiç görmediğiniz bir şey görmek, ve daha önce kimsenin görmediği bir şeyi kesinkes görmek istiyorsanız, denizaltına binin. | TED | إذا كنت فعلا تود أن تبتعد عن كل شئ وترى شيئا لم تشاهده أبدا ويكون لديك فرصة ممتازة لمشاهدة شئ لم يره أحد, إدخل في داخل غواصة |
Haydi hep birlikte keşfedelim, fakat bunu hayvanları korkutmayan bir yolla yapalım, ya da Mike deGruy'ın da bir zamanlar söylediği gibi "Eğer herşeyden kaçmak istersen hiç görmediğin bir şey görmek, ya da hiç kimsenin görmemiş olduğu bir şey görmek için mükemmel bir şans, bir denizaltına bin" | TED | لنذهب و نستكشف و لنقوم بذلك بطريقة لا تخيف الحيوانات و تبعدها، أو، كما قال مايك ديجري: "إذا أردت أن تهرب من كل شيء، وترى شيئاً لم تره من قبل، أو أن تحظى بفرصة ممتازة لأن ترى شيـئاً لم يره أحداً من قبل، اركب غوّاصة." |