"لم يرى" - Translation from Arabic to Turkish

    • görmemiş
        
    • görmedi
        
    • görmemişti
        
    • gören
        
    • görmediğini
        
    • görmediği
        
    • görmemiştir
        
    • görmüyor
        
    • görmemesi
        
    • görülmemiş
        
    Zack ana evi hiç görmemiş çünkü tenis kortu ve gölet görüşü kapatıyormuş. Open Subtitles لم يرى زاك الشقة الرئيسية أبداً, لأن ملعب التنس و البركة تحجبان الرؤيا
    Oraya gidip birkaç tutuklama yapabilirdik ama kimse bir şey görmemiş olacak. Open Subtitles بإمكاننا الذهاب إلى هناك و اجراء اعتقالات ولكن لم يرى أحدٌ شيئاً
    Yavru daha önce bir tilki görmedi ama büyük tehlikede olduğunun farkında. Open Subtitles لم يرى الصغير ثعلبا من قبل ولكنه يعرف أنه في خطر حقيقي
    Sander bizim için bir gelecek görmedi çünkü geçmişte yaşıyordu. Open Subtitles لم يرى ساندر لنا أي مستقبل لأنه عاش في الماضي
    Bir yıl öncesine kadar kimse böyle bir manzara görmemişti. TED منذ أكثر من عام، لم يرى أي أحد مشهدًا كهذا.
    Saldıran kişiyi görmemiş ama cep telefonunu torpido gözünde bırakmış. Open Subtitles لم يرى من الذي دفعه ولكن هاتفه تركه في التابلوه
    30 yıllık balıkçılık hayatı boyunca bir yunusun böyle davrandığını hiç görmemiş rehber. TED وقال انه خلال 30 عام من التجوال في المحيط لم يرى دلفين يقوم بهذا
    Depo görevlisi bir şey görmemiş. Arabayı bile görmemiş. Open Subtitles الرجل الذي في المخزن لم يرى أيّ شيء وحتّى أنّه لم يرى السيارة
    Bana bu ceketi veren adam yıllardır sabun görmemiş. Open Subtitles الرجل الذي اعطاني هذا المعطف لم يرى الصابون منذ سنين
    Köşede bir polise rastladık, son yarım saattir binadan ayrılan kimseyi görmemiş. Open Subtitles على الزاوية وجدنا شرطي لكنه لم يرى أحد يترك البناية في أخر ربع ساعة
    Kız arkadaşı ve barmen hiçbir şey görmemiş. Open Subtitles صديقتها لم تشاهد اي شيء وكذلك عامل البار لم يرى شيء
    Şimdiye kadar hiç kimse bir parçacık görmedi. TED أعني لم يرى أحدهم الجزئيات الصغيرة من قبل
    Çoğumuz bu reklamları görmedi çünkü bize hedeflenmediler. TED ومعظمنا لم يرى تلك الإعلانات، لأننا غير مستهدفين بها.
    Adam atıyor. Kitchener'ı hiç görmedi. Öyle söylemek istememiştir. Open Subtitles ان الرجل يثرثر ، انه لم يرى كيتشنر قط انه لا يريد ان يفصح
    Zikzak çizerek ona gelen kamyoneti görmedi ve çarpıldı! Open Subtitles هو لم يرى الشاحنه تسير فى خط متعرج تجاهه و تعرض للإصطدام
    Emile. O benim Martinique'da yaptığım şeyi görmedi. Open Subtitles اه يا اميل , انه لم يرى الاشياء التي رسمتها في مارتينيغ
    İnsanlar bu hastalığı daha önce hiç görmediği gibi, sağlık çalışanları da bu hastalığı daha önce görmemişti. TED أي على نصف قارّة. لم يرى الناس هذا المرض من قبل. لم يرى عاملو الصحة هذا المرض من قبل.
    Sesi duyan çok kişi var ama gören kimse yok. Open Subtitles الكثير من الناس سمعوا الطلقات لكن لم يرى أحد شيء
    Sonra genç doktor kızı ışıkta hiç çıplak görmediğini fark eder. Open Subtitles لاحظ الطبيب أنه لم يرى تلك الفتاة عارية في الضوء للآن
    Bu da dünyanın daha önce görmediği evrensel bir trafik sıkışıklığına neden olacak. TED وذلك سوف يوصلنا الى اختناق مروري عالمي لم يرى مثله العالم من قبل.
    Daha önce hiçbirimiz gerçeğini görmemiştir, fakat onun var olduğunu biliyoruz, çünkü bize bu molükülü anlamamış öğretildi. TED لم يرى أي منّا في الواقع هذا من قبل، لكننا نعلم أنه موجود لأنه تم تعليمنا فهم لماذا هذا الجزيئ.
    Yani teknik olarak emekli ama çocuklarını yıllardır görmüyor. Open Subtitles اعني انه متقاعد فعليا ولكنه لم يرى اولاده منذ سنين
    Mütevazi bir sekilde baslayip... bu imparatorlugu yarattigimi görmemesi ne aci. Open Subtitles من الرحمة إنه لم يرى إنه لم يرى مثل تلك البدايات الذليلة كما بنيت تلك المملكة
    Böylece birlikte getirdikleri hayvanlar.daha önce hiç görülmemiş bir hızda yeni adalara ulaştılar, Open Subtitles و بذلك, نزحت الحيوانات إلي جزر جديدة بمعدل لم يرى من قبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more