Ah, Tanrım! Daha önce hiç bir kraliyet mensubuyla karşılaşmadım! | Open Subtitles | يا الهي لم يسبق أن قابلت شخصية ملكية من قبل |
Onlar Daha önce hiç kimsenin görmediği bir şeyi gördüler. | Open Subtitles | لقد شاهدوا شيئاً لم يسبق أن شاهده أحد من قبل |
Ama sana şunu söyleyebilirim ki üç yıldır bu adam için çalışıyorum ve onu Daha önce hiç bu kadar heyecanlı görmemiştim. | Open Subtitles | لكن سأخبرك بأمر , لقد قمت بالعمل .. مع هذا الرجل منذ 3 أعوام . و لم يسبق أن رأيته بهذا التحمس |
Yargıçlık yaptığım onca yılda, hiç bu kadar dandik bir dava görmemiştim. | Open Subtitles | خلال سنواتي من القضاء لم يسبق أن رأيت مثل هذه القضية الخرقاء |
Daha önce hiçbir zaman bu kadar yazılmamıştı, daha önce yazı hiç bu kadar insanın göreceği şekilde kullanılmamıştı. | TED | لم يسبق أن كتب الناس بهذه الوفرة؛ لم يسبق أن كتب الناس ليرى كتاباتهم الآخرون. |
Şimdiye kadar geri dönmeyi isteyeceğim hiçbir... | Open Subtitles | لم يسبق أن كنت بمكان وتمنيت العودة له هذا مؤكد |
Daha önce de dediğim gibi, Daha önce hiç yumurtanın beyazından omlet yapmamıştık. | Open Subtitles | حسناً, مثلما قلت. لم يسبق أن فعلنا ذلك من قبل مع بياض البيض |
Ben hiç kimseyi öldürmedim özellikle de hayatımda Daha önce hiç görmediğim birini. | Open Subtitles | لن أود قتل أحداً أبداً، خاصة شخصاً لم يسبق أن رأيته من قبل |
Üzgünüm dedektif ama bu adamı Daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | آسف أيها المحققان، لكنني لم يسبق أن رأيته من قبل |
Gerçekten yeni bir yol, Daha önce hiç yapılmamış şeyler, yol boyunca hep sorun çıkarır. | TED | إن الطريق إلى الأشياء الجديدة فعلا، والتي لم يسبق أن حققها أحد من قبل مليئة دائما بالفشل على طول ذلك الطريق. |
Sizlere belki Daha önce hiç duymadığınız ama bilmeniz gereken bir kelimeyi tanıtmak istiyorum: Düşüm. | TED | أود أن أعرِّفكم بكلمة لم يسبق أن سمعتم بها من قبل، ولكن يجب أن تتعرَّفوا عليها: إنها الانسحاب. |
Daha önce hiç ailesi olmamış, ve her şey gerçekten çok zormuş. | Open Subtitles | لم يسبق أن حصل عبى عائلة وقد كان الأمر صعباً عليه |
Böyle bir zorlukla Daha önce hiç karşılaşmamıştık, çok teşekkür ederiz. | Open Subtitles | لم يسبق أن كنّا في وضع صعب مثل هذا قبل ذلك لذا شكرا جزيلا |
Ancak Daha önce hiç kimse Azkaban'dan kaçamamıştı ve o intikam peşinde olan bir katil. | Open Subtitles | لم يسبق أن هرب احد من أزبكان من قبل انه قاتل محترف |
Daha önce hiç böyle saçma bir şey duymamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق أن سمعت عن أحد يأخذ موقفاً من جهاز من قبل |
Anne, Daha önce hiç zencefilli bir şey sipariş etmemiştin. Bu doğru degil. | Open Subtitles | أمى, لم يسبق أن طلبتى بيرة الزنجبيل من قبل فى حياتكِ كلها |
hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. | Open Subtitles | ياللغرابة، لم يسبق أن شعرتُ بالطمأنينة هكذا |
Aramızda hiçbir zaman mesafe olmadı ve asla olmayacak. | Open Subtitles | لم يسبق أن كان هناك أيّ مسافة بيننا ولن سيكون هناك |
Ki bu senin için hiçbir zaman büyük bir engel olmadı. | Open Subtitles | لم يسبق أن كانت تمثل لكَ عقبة بهذا الشكل |
Çünkü Şimdiye kadar aynı izde iki kişi bulunamadı. | Open Subtitles | لأنه لم يسبق أن وجد شخصين لهما البصمة ذاتها |
hayatımda hiç ırkçı olmadım. | Open Subtitles | لم يسبق أن كنت متحيزة في حياتي وأنت تعرف هذا |