Fakat kara delikten gelen resme sıra geldiğinde gerçek bir muamma ile karşılaştık: Kara deliği Daha önce hiç görmemiştik. | TED | لكن عندما يتعلق الأمر بصور لثقب أسود، فإننا نواجه معضلة حقيقية: لم يسبق وأن شاهدنا ثقباً أسوداً حقيقياً من قبل. |
Daha önce hiç bir kadının kafasına kuş çarptığını görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت ذلك قط. طائر يصطدم برأس امرأة. |
Daha önce hiç beyzbol oynamamış birini bulup,eğitip nasıl atış yapacağını öğretemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا إيجاد أحداً لم يسبق وأن لعب البيسبول وندربه كيف يرمي |
Ben hiç bir özel savcı tarafından sorgulanırken yalancı şahitlik yapmadım. | Open Subtitles | لم يسبق وأن حنثتُ بيميني عندما قام المدّعي العام باستجوابي. |
Bu rakam hiç bu kadar yüksek olmamıştı, ama aslında bu iyi bir haber, çünkü bu aynı zamanda insanların ölmediğini gösteriyor. | TED | لم يسبق وأن كان هذا الرقم مرتفعا هكذا ولكن في الحقيقة هذه أخبار جيدة ، لأن ما يعنيه أن الناس توقفوا عن الموت. |
Annem doğadaki hiç bir suya girmedi. | Open Subtitles | لم يسبق وأن حطّت أمي قدماً في أي ماء |
Daha önce, hiç kimse acıya bu şekilde odaklanmamıştı. | TED | لم يسبق وأن تناول أحد الألم بهذه الطريقة من قبل |
Ama kanında çok olağandışı bir şey bulduk. Tıpta Daha önce hiç görülmemiş bir şey. | TED | ولكننا وجدنا في دمها شيئا غير مُعتاد، لم يسبق وأن رآهُ أحد في الطب. |
Bu reçetelerle ilgili Daha önce hiç problem yaşamamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق وأن واجهت مشاكل مع تلك الملاحظات |
Daha önce hiç dava kaybetmemişti, şimdi onu sinirlendirdiniz. | Open Subtitles | لم يسبق وأن خسرت قضية، والآن قد أثرت غضبها |
Daha önce hiç dava kaybetmemişti, şimdi onu sinirlendirdiniz. | Open Subtitles | لم يسبق وأن خسرت قضية، والآن قد أثرت غضبها |
Daha önce hiç balo yapmadık. | Open Subtitles | حسنا, لم يسبق وأن كان لدينا حفل رقص من قبل |
Kendimi Daha önce hiç görmediğim askerlerle kol kola buldum. | Open Subtitles | وجدت نفسي يداً بيد مع الجنود لم يسبق وأن رأيتهم قبل ذلك |
Seansi erken bitirmeyi Daha önce hiç istememistin. | Open Subtitles | أنت لم يسبق وأن رغبتي أبداً بإنهاء الجلسة مبكراً |
Ben hiç bir başkana karşı kendim başkan olayım diye yalancı ithamda bulunmadım. | Open Subtitles | لم يسبق وأن تواطأت للجرح في الرئيس، من أجل أن أحل محله. |
Bayan, Ben hiç başka bir bayanın elini öpmedim, lütfen izin verin. | Open Subtitles | ...سيدتي ، أنا لم يسبق وأن قبلّت يد إمرأة ...أبدّاً ، أتسمحين لي ؟ |
Sadece, Ben hiç tv rehberi okuyan güzel bir kadını televizyondan bu kadar uzak görmemiştim. | Open Subtitles | الأمر أنني لم يسبق وأن رأيت... سيدة جميلة تقرأ الدليل... ... |
Birini hiç bu kadar yakından görmemiştim ama bu bir kuş. | Open Subtitles | هذا طائر، لم يسبق وأن رأيته عن كثب ولكن هذا هو الطائر |
Stadyumda Daha önce hiç bu kadar çok bayrak görmemiştim | Open Subtitles | إنها لحظات عظيمة، لم يسبق وأن شاهدت هذا الكم من الأعلام في ملعب واحد |
Annem doğadaki hiç bir suya girmedi. | Open Subtitles | لم يسبق وأن حطّت أمي قدماً في أي ماء |
Ben, Miami'den hiç çıkmayan kuş beyinliyim. | Open Subtitles | أنا الأبله الذي لم يسبق وأن غادر "ميامي". |