"لم يعلمني" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğretmedi
        
    • öğretti
        
    • öğretmeseydi
        
    Bakın, babam geleneksel erkeksiliğe sahip değil, ellerimi nasıl kullanacağımı öğretmedi bana. TED ترون، لم يكن والدي الرجل التقليدي، لذلك لم يعلمني كيفية استخدام يدي.
    Daha onu öğretmedi ama senin bazı eski fotoğraflarını gösterdi. Open Subtitles لم يعلمني هذا بعد لكنه أراني بعض الصور القديمة لكِ
    Bak, asıl olay ben vazgeçiyorum çünkü babam bana devam etmeyi öğretmedi. Open Subtitles انظر، المغزى هو انا منسحب لأن والدي لم يعلمني كيفية متابعة الأمر.
    Babam bana ellerimi nasıl kullanacağımı öğretmemiş olabilir, ama kalbimi nasıl kullanacağımı öğretti ve bu onu her şeyden daha fazla erkek yapıyor. TED فبينما لم يعلمني والدي كيفية استخدام يديّ، علمني كيف أستخدمُ قلبي، وبالنسبة لي جعله هذا أكثر من أي شيء رجلًا.
    Yapardım ama koçum bana, kendimi nasıl kontrol edebileceğimi öğretti Open Subtitles لا تقلق إن مدربي لم يعلمني السيطرة على نفسي
    Birisi bana bunları öğretmeseydi, burada oturuyor olmazdım, değil mi? Open Subtitles أعني, أنني لم أكن لأجلس هنا لو لم يعلمني أحدهم
    Ailem bana bunu küçükken öğretmeseydi şaşkınlıktan nevrim dönerdi benim de. Open Subtitles لو لم يعلمني والداي عن الأمر، لكنت شعرت بحيرة شديدة.
    Ama ben sistemin çocuğuyum, kimse bana doğruyu yanlışı öğretmedi. Open Subtitles لكني ابنة النظام , لم يعلمني احد الصواب من الخطأ
    Bu konuda bana hiçbir şey öğretmedi, nasıl bindiğimi görmek için bir kere gelmedi. Open Subtitles و لم يعلمني شيء و لم يأتي أبدا لرؤيتي أثناء الركوب
    Kimse bana pişirmeyi öğretmedi. Kimse bana tampon nasıl kullanılır öğretmedi. Open Subtitles لم يعلمني أحد كيف أستخدم السدادات القطنية.
    Hiç kimse bana geleneksel Afrika'da ürün yetiştirme ve hasat konusunda hiçbir şey öğretmedi ki bunlar artık başarılı bir şekilde kullanılacak, ayrıca Batı'dan ithal edeceğimiz şeylerin başarılı olması çok zor. TED لم يعلمني أحد في أي وقتٍ مضى أي شكل من المعرفة الأفريقية التقليدية للزراعة والحصاد، ولأي شيء كان والذي سيعمل في الوقت المعاصر وينجح في الواقع، حيث تم استيراد شيء ما من الغرب، وكافح للنجاح.
    Onlarca zor durumdan sağ kurtulmayı öğrendim ama kimse bana normal bir hayatın nasıl olduğunu öğretmedi. Open Subtitles قضيت حياتي بالعيش في غرف الفنادق تحت أسماء وهمية لقد تدربت من أجل النجاه في آلاف المواقف المختلفة في الميدان لكن لم يعلمني أحد؛ كيف أعيش حياة طبيعية
    Kimse bana takvime nasıl bakılacağını öğretmedi. Open Subtitles لم يعلمني أحد عن كيفية استخدام التقويم
    - Babam bana Japonca okumayı öğretmedi hiç. Open Subtitles والدي لم يعلمني أبدا قراءة اليابانية
    Açıkçası babam bana kendimden başka hiçbir şeye inanmamamı öğretti. Open Subtitles لأنه وفي الحقيقة لم يعلمني والدي بأن أؤمن بأي شيء إلا بنفسي
    Ezra bana araba kullanmasını öğretti, ama ailemizden nasıl kaçılacağını hiç öğretmedi. Open Subtitles (أيزرا) علمني كيف أقود و لكنه لم يعلمني أبدا كيف أتخلص من عائلتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more