"لم يكن كذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • değildi
        
    • değilse
        
    • öyle değil
        
    • yoktu
        
    • öyle olmadı
        
    • değilmiş
        
    İşte o anda, imkânsız olan o şey artık öyle değildi. TED وفي تلك اللحظة، الشيء الذي كان مستحيلاً فجأة لم يكن كذلك.
    Onun ne kadar muazzam bir güzel olduğunu görene kadar böyle değildi. Open Subtitles لم يكن كذلك حتى رايتها في الواقع رأيت كيف كانت الكمال المطلق
    Savcı onu canavar gibi gösterecektir ama hapse girdiğinde böyle biri değildi. Open Subtitles سيحاول النائب العام أن يصوره كوحش ولكنه لم يكن كذلك فى السابق
    Eğer öyle değilse... yanlış çocuğun şampuanına işemişim demektir, adamım. Open Subtitles إذا لم يكن كذلك فأنا تبولت في شامبو الرجل الخاطئ
    Öyle değilse neden aniden intihar etti? Open Subtitles إن لم يكن كذلك ، فلماذا قد تقوم بالإنتحار فجأة ؟
    Ama emin olun öyle değil. Open Subtitles ولكن ، يمكننـــي أن أؤكد لكم أن هذا لم يكن كذلك ويمكن أن يخدعنـــي
    Bob Platt'ta ağırlık yoktu ve ölümü bir kazaydı. Open Subtitles ولكن بوب بلات لم يكن كذلك, فموته كان حادثة
    Bilimkurgu asla öyle olmadı. Open Subtitles الخيال العلمي لم يكن كذلك أبداً 2001 إنظر لفلم
    CA: Kötü değildi, çünkü Stony Brook'a gittin ve matematik kariyerinde yükseldin. TED كريس: لم يكن كذلك لأنك التحقت بجامعة ستوني بروك وقمت بالتركيز على وظيفتك في علم الرياضيات.
    Bunun şansımızın yaver gittiğinden olduğunu düşünebilirsiniz, ama öyle değildi. TED وربما تظنون أن ذلك كان حظًا جيدًا، لكنه لم يكن كذلك.
    Ancak 1918'de durum hiç de böyle değildi. TED و لكن إتضح أن الوضع في 1918 لم يكن كذلك على الإطلاق.
    - Çünkü bozuktu. - Onu denediğimde değildi. Open Subtitles ـ لأنه كان مكسوراً ـ لم يكن كذلك حينما جَربته
    Herkes evliliğimizin kusursuz olduğunu sanıyordu ama öyle değildi. Open Subtitles الكل كان يعتقد أنه كان زواجنا مثالياً ولكنه لم يكن كذلك
    Biliyoruz ki silahın temizdi... ama gel gör ki şarjörün değildi. Open Subtitles نعلم أن مسدسك كان نظيفاً لكن يبدو أن معيد تحميل سلاحك لم يكن كذلك
    Ama değildi ve söylediği an buna pişman olmuştu. Open Subtitles لكن لم يكن كذلك و نجم على اللحظة التي قال فيها هذا
    Dinle, seks veya romantizimle alakalı değildi, asla olmadı da. Open Subtitles لم يكن الأمر يتعلق بالجنس او بالأمور العاطفية لم يكن كذلك أبداً
    Çünkü ne istediğim konusunda gayet açıktım ama o, öyle değildi. Open Subtitles , لأنني كنت واضحة فيما أريده لكنه لم يكن كذلك
    Çünkü o değilse, sen katilsin... ve adalet hızlı bir şekilde tecelli eder. Open Subtitles لان اذا لم يكن كذلك , انت مجرم والعدالة ستكون سريعة
    Eğer değilse, başka modeller üzerinde çalışabiliriz. Open Subtitles ان لم يكن كذلك يسعدنا ان نعمل معاكم بالتصميم
    Çünkü o değilse, sen katilsin... ve adalet hızlı bir şekilde tecelli eder. Open Subtitles لان اذا لم يكن كذلك , انت مجرم والعدالة ستكون سريعة
    Bu türde bir huzursuzluğun... Bu yüzden, Seireitei'in bu kötü durumu sırasında kıytırık bir Ryoka için ta buralara kadar geldiniz. öyle değil mi, Kumandan? Open Subtitles إذا لم يكن كذلك ، فلماذا قطعتم كل هذه المسافة من أجل دخيل دخل السيريتي،صحيح ، أيها القائد الأعلى؟
    Soygunu haberlerde görene kadar giriş kartımın kayıp olduğundan haberim yoktu. Open Subtitles لم يكن كذلك حتى سمعت بالسرقة في التلفاز ثم لاحظت أن مفاتيحي مفقودة
    Hayır, öyle olmadı, ama ben değiştim. Open Subtitles لا . . إنه لم يكن كذلك لكني تغيرت
    Ama amcam ona pek bağlı değilmiş sanırım. Open Subtitles لكن عمي لم يكن كذلك. ويبدو أنه كان مولعا بك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more