Başka bir şey yoksa, kısa bir ara verelim. | Open Subtitles | لنأخذ فاصلا قصيرا اذا لم يكن هناك شيء آخر |
Başka bir şey yoksa, bana izin verirseniz, hemen yetiştirmem gereken bir öğle yemeği var. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك شيء آخر تسألني عنه هلا أعذرتني لديّ زحمة طعام علي التعامل معها |
Başka bir şey yoksa... 12 yıl önce kaybolan bir kızın dünkü cinayetle ne ilgisi olduğunu sorabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك شيء آخر. قد تسأل ما اختفت فتاة قبل 12 عاما له علاقة بالقتل في المصنع أمس. |
Birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |
Birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |
Başka bir şey yoksa izninizi isteyeceğim. | Open Subtitles | إن لم يكن هناك شيء آخر لذا يجب أن تعذرني |
Başka bir şey yoksa sizinle uğraşmayı bırakabilirim. | Open Subtitles | إن لم يكن هناك شيء آخر لكي أتوقف عن التعامل معكم |
Eğer Başka bir şey yoksa, burada işimiz bitti. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك شيء آخر أعتقد أن حديثنا انتهى هنا |
Başka bir şey yoksa, ben gideyim. - Jean, bekle. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك شيء آخر فسأرحل |
Başka bir şey yoksa... | Open Subtitles | الآن، إن لم يكن هناك شيء آخر.. |
Başka bir şey yoksa, devam edelim. | Open Subtitles | إن لم يكن هناك شيء آخر لنتابع |
Başka bir şey yoksa... | Open Subtitles | حسنًا، إن لم يكن هناك شيء آخر... |
Başka bir şey yoksa, o zaman... | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك شيء آخر |
- Başka bir şey yoksa... | Open Subtitles | -إن لم يكن هناك شيء آخر ... |
Hayır! Kesinlikle başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | كلاّ، لم يكن هناك شيء آخر بالتأكيد |
başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء آخر |
Yapılacak başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء آخر لأفعله |