Örneğin risk almayı ele alalım. Gençlerin risk almaya eğilimli olduklarını biliyoruz. | TED | مثلاً، لنأخذ المخاطرة. نعرف بأنّ المراهقين يميلون للمخاطرة، هذا واقع. |
Temmuz 2013'de Türkiye'de gerçekleşen ve sahada çalışmak için gittiğim Gezi Parkı eylemini ele alalım. | TED | لنأخذ مظاهرات حديقة غيزي بتركيا في يوليو 2013 كمثال، والتي عُدت إليها لأدرسها دراسة ميدانية. |
Şimdi seçici juri üyelerimizi tanıtmak için bir ara verelim. | Open Subtitles | لنأخذ دقيقة ونقابل الجالسين على مائدة الحكام |
- Bunu ciddiye almak için bir sebep yok, değil mi? | Open Subtitles | ليس هناك سبب يدفعنا لنأخذ هذا على محمل الجدية ، صحيح؟ |
Ve bizim amacımız ise bu tasarımın üreticilere ve katkısı olabilecek diğer insanlara bu modeli alıp işe koyulmaları için ilham vermek | TED | وفكرتنا هي أن هذا التصميم سيُلهم المصنعين وبقية الناس من ذوي النفوذ لنأخذ هذا النموذج ونعمل عليه. |
hadi bu atları alıp, Amerika'ya götürelim! | Open Subtitles | لنأخذ هذه الأحصنة إلى دار الشجاعة وأرض الحرية |
Haydi listeden endişelenmemiz gereken bir hastalığı daha çıkaralım. | TED | لنأخذ مرضاً آخر من قائمة الأشياء الفظيعة التي نقلق بشأنها. |
Gel, evin etrafında bir tur atalım. Bir şeyler tüttürür, içeriz. | Open Subtitles | لنأخذ جولة سريعة في المنزل ربما ندخن قليلاً ونأخذ بعض الشراب |
Biz onların dünya almaya gücüne sahip olduğunda Biz gizleme olmamalıdır. | Open Subtitles | . لا يجب أن نختبئ عندما يكون لدينا القوة لنأخذ عالمهم |
Örneğin, bu kuşu ele alalım: Bu, sarı ötleğen. | TED | لنأخذ هذا الطائر على سبيل المثال: هذا نوع من الطيور المغردة. |
Örneğin intihar olaylarını ele alalım. | TED | لنأخذ على سبيل المثال عمليات الانتحار التي تعتبر مغرية. |
Harika! Gerçek hayattan bir örneği ele alalım ve onu merdivene fırlatarak sürecin nasıl işlediğini görelim. | TED | لنأخذ مثالًا حيًا من الواقع ونُجريه على نموذج السلم لنرى كيف يتم كل هذا. |
Başka bir şey yoksa, kısa bir ara verelim. | Open Subtitles | لنأخذ فاصلا قصيرا اذا لم يكن هناك شيء آخر |
Bir dakikalık dans partisi verelim mi? | Open Subtitles | لنأخذ إستراحة قصيرة أتريدون الحصول على حفلة رقص لدقيقة واحدة؟ |
Mola verelim..tamam şimdi..Biraz dinlenelim ve..sakinleşelim | Open Subtitles | حسنا يا رفاق لنأخذ إستراحة لا يوجد روابط في الهوكي ولا يوجد روابط في الحياة آخر ضربة والفائز يأخذ كل شيء |
Senin bizden almaya çalıştığını senden almak için buradayız. | Open Subtitles | إننا هنا لنأخذ منك ما حاولت أن تأخذه منا |
Beklediğiniz 21. yüzyıl biyolojisi ve biz bunu alıp adeta hastalığı nakavt edecek bir şeye dönüştürme şansına sahibiz. | TED | هذا هو علم الاحياء للقرن 21 الذي لطالما انتظرناه ونحن لدينا الفرصة لنأخذ هذا ونحوله حقيقة الى شيء يهزم المرض, هذا هدفي |
- hadi bunu labaratuara geri götürelim. | Open Subtitles | لا أستطيع ان أغادر لنأخذ هذه الاشياء إلى المختبر |
Haydi bir yudum alalım, Charlie. Etrafta kimse yok. | Open Subtitles | لنأخذ شرابا، شارلي لا أحد يرقبنا |
Bir bakkalda kasiyersin. Parasını al ve ona 22'sindeki çekiliş için kupon ver. | Open Subtitles | كصراف في محل وجبات سريعة لنأخذ دولاره ونعطيه تذكرة |
hadi bu ameliyatlarda kullanılan bir takım aletlere bakalım. | TED | إذا لنأخذ نظرة على بعض الأدوات هذة تستخدم في هذا النوع من العمليات |
O şansı kullanamayız. Buraya ne için geldiysek onu halledip, gidelim buradan. | Open Subtitles | لا يمكننا المخاطره بذلك لنأخذ ما أتينا من أجله ونخرج من هنا |
Şimdilik bir sürahi kullanacağım sadece gösterim amaçlı. Biraz da dışkıdan koyalım. | TED | اليوم سأقوم بإستخدام الإبريق فقط لأعرض عليكم جميعاً. لنأخذ قليلاً من ذلك البراز هناك. |
Bir ara verip teknik sorunları halledebilir miyiz diye bir bakalım. | Open Subtitles | لنأخذ فاصلاً إعلانياً ونرى إذا كان بوسعنا إصلاح هذه المشاكل التقنية |
Şimdi aynı problemi ele alın, küçük modüllere bölün, ve motivasyonlar önemsiz hale gelir. | TED | الآن، لنأخذ نفس المشكلة، نقوم بتجزئتها لنماذج أصغر، وتصبح الحوافز تافهة. |