Ve ben de geçen seneki pozisyonundaki düşüşünün başkan yardımcısı olursan görevini etkilemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و لنّ أدع هبوطكِ الوظيفيّ منالعامالسابق.. يؤثر على العمل الّذي أؤديه لكِ لو أصبحتَ نائب المدير. |
Endişelenme. Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لايوجدما تقلقيحياله، لنّ أسمح بوقوع أيّ مكروه لكِ. |
Duvardaki bir takım yazıları yorumlayan birilerinin hayatımı yönetmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لنّ أتركَ حياتى لتـُحكم من قِبَل أناس يترجمون بعض المنحوتات المعلقة على الحائط. |
Fakat sen de kabul edersin ki, bu öyle kolay olmayacak. | Open Subtitles | لكن عليك أن توافق على ذلك أنها لنّ تكون مسألة سهلة |
Finansal bir anlaşma olsaydı ortada, onun kazandığı kadar kazanmak için hazırda beklerdi ama böyle bir şey olmayacak çünkü adam yalan söylüyor. | Open Subtitles | التي تَستفيدُ بقدر الإمكان إذا كان هناك تسوية مالية. و الذي لنّ يحدث لأنه يكذب. |
Herifin biri senden hoşlansın diye yalan söylemene yardım etmeyeceğim. | Open Subtitles | لنّ أساعدكِ على الكذب، لمُجرّد أنّ يُعجب بكِ شاب. |
Bir daha asla senden şüphe etmeyeceğim. | Open Subtitles | لنّ أشكّ بكِ مُجدداً. |
Endişelenmene gerek yok. Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا يتعيّن عليكِ أنّ تقلقي، لنّ أسمح أنّ يصيبكِ أيّة مكروه. |
Bilgi sahibi olduğun ufak kısmını kurcalamana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لنّ أسمح لك بفعل أيّ شيء وأنت لا تعرف سوى القليل |
Başına bir şey gelmesine izin vermeyeceğim. Tamam mı? | Open Subtitles | أنا لنّ أسمح بأن يحدث شيئاً ما لك, حسناً |
Iyi çalıştırmak , onlara izin vermeyeceğim değilim vardı zehir beni tam doldurmak sadece bu yüzden ayrılmamak olabilir bir ay ya da iki . | Open Subtitles | وأن لنّ أسمح لهم بوضع سمّ جديد يملء جسديّ فقط قدّ أتمكن من الحصول على شهر آخر أو شهرين |
Ve ben de geçen seneki pozisyonundaki düşüşünün başkan yardımcısı olursan görevini etkilemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | فيسعدني أنّ أعمل تحت إمرتكِ. و لنّ أدع هبوطكِ الوظيفيّ منالعامالسابق.. يؤثر على العمل الّذي أؤديه لكِ لو أصبحتَ نائب المدير. |
Fakat her şey düzelecek. Sana zarar vermeyeceğim. | Open Subtitles | لكن كل شيء سيكون بخير لنّ أقوم بإذائك |
Bana neler olup bittiğini söylemen için sana fırsat bile vermeyeceğim. | Open Subtitles | لنّ اعطيك فرصة لتخبرنيّ بما يحدثّ |
Tamam ama o bebeğe zarar vermeyeceğim. | Open Subtitles | . حسناً, ولكنني لنّ أُذي الطفل |
Hayır, lütfen! Sana zarar vermeyeceğim! | Open Subtitles | لا ، أرجوكِ، أنا لنّ آذيكِ. |
Finansal bir anlaşma olsaydı ortada, onun kazandığı kadar kazanmak için hazırda beklerdi ama böyle bir şey olmayacak çünkü adam yalan söylüyor. | Open Subtitles | التي تَستفيدُ بقدر الإمكان إذا كان هناك تسوية مالية. و الذي لنّ يحدث لأنه يكذب. |
Son seferinde bizi yakalamıştı ama bu bir daha olmayacak. | Open Subtitles | لقد هُزمنا أخر مرة .لكن لنّ يتكرر ذلكَ مجددًا |
Çabuk olmalıyız, zira sabah artık burada olmayacak. | Open Subtitles | . يجب أنّ نكون سريعيّن . أو أنّنا لنّ نجِدهُ في الصباح |
Kimseyi kurban etmeyeceğim. | Open Subtitles | لنّ أضحي بأيّ أحد. |
Peki , ben burada terk etmeyeceğim . | Open Subtitles | أنا لنّ أتركك هنا |
Bu şaçmalığa devam etmeyeceğim. Şaka mı yapıyorsun? | Open Subtitles | لنّ أقوم بهذا, هل تهزأن بي؟ |