"لن أخوض" - Translation from Arabic to Turkish

    • girmeyeceğim
        
    • yapmayacağım
        
    • konuşmaya devam etmeyeceğim
        
    • konuşmayı
        
    • girmiyorum
        
    • yapmanın hiç
        
    • yaşamayacağım
        
    • tartışmayacağım
        
    Fakat bu tamamen farklı bir hikaye, şu an bu konuya girmeyeceğim. TED و لكن هذه قصة مختلفة قليلا، و لن أخوض فيها الآن.
    Bunların da detayına girmeyeceğim, ama foto-sentetikler ve harita bütünleşmiş. TED لن أخوض في تعريفها أيضا، ولكن photosynths مدمجة في الخريطة.
    Yani hayır, bu konuşmayı yapmayacağım sana daha fazla müsamaha göstermeyeceğim. Open Subtitles ،لذا لا، لن أخوض هذه المحادثة لن أتساهل معكِ بعد الآن
    Yani hayır, bu konuşmayı yapmayacağım sana daha fazla müsamaha göstermeyeceğim. Open Subtitles ،لذا لا، لن أخوض هذه المحادثة لن أتساهل معكِ بعد الآن
    Seninle bu konuşmaya devam etmeyeceğim. Open Subtitles لن أخوض هذه المناقشة معكِ
    Ah, hayır, hayır, hayır. Tekrar oraya girmiyorum. Open Subtitles لا , لا , لا , لا أنا لن أخوض في هذا مجدداً
    - Bu konuşmayı yapmanın hiç sırası değil. Open Subtitles لن أخوض هذه المحادثة الآن
    Aynı şeyleri tekrar yaşamayacağım. Open Subtitles فأنت لوحدك، لن أخوض ذلك مجدداً.
    Seninle makyaj konusunda tartışmayacağım. Open Subtitles بعدم موافقتك على اختياره أن يكون مابين الجنسين. لن أخوض في هذا معك بسبب مكياج،
    Daniel, bunun için bir çatışmaya girmeyeceğim şimdi. Open Subtitles دانيال, لن أخوض معركة بالأسلحة النارية الآن
    Başlamadan, Bea'nin dün cenazeye katılamamasının detaylarına girmeyeceğim. Open Subtitles قبل أن تبدأين , لن أخوض التفاصيل معك بخصوص عدم ذهاب بي إلى الجنازة امس, لقد كان امراً متعلق بالأمن
    Bu projenin detaylarına girmeyeceğim, fakat görmeniz gereken şey insanları binanın dış yüzeyi boyunca dolaştıran yürüyen merdiven ve asansörler 122 taşıyıcı kirişle birbirini destekliyor. TED لن أخوض في وصف الكثير من أي من هذه المشاريع ، ولكن ما يمكن أن ترونه هو أن السلالم المتحركة والمصاعد التي تنقل الناس على طول واجهة المبنى كلها ممسوكة ب ١٢٢ دعامة هيكلية.
    Bana bakma. Bu konuşmayı annemin önünde yapmayacağım. Open Subtitles لا تنظروا إليّ لن أخوض في هذا الحديث أمام أمي
    Tanrım! Bu konuşmayı seninle yapmayacağım. Open Subtitles يا إلهي، بالتأكيد لن أخوض معك في هذا النقاش
    Bu konuşmayı yine yapmayacağım, anlıyor musun? Open Subtitles لن أخوض هذه المحادثة ثانية , حسناً
    Bu konuşmaya devam etmeyeceğim. Open Subtitles لن أخوض بهذه المحادثة
    Filmin reşit olmayan yıldızı ile sevişmen gibi tartışmalı ahlak anlayışına girmiyorum bile- Open Subtitles لن أخوض معك أخلاقيات العمل المشكوك بها منك لتخريب سمعة نجمة مراهقة في فيلمك
    - Bu konuşmayı yapmanın hiç sırası değil. Open Subtitles لن أخوض هذه المحادثة الآن
    Bunu tekrar yaşamayacağım. Open Subtitles لن أخوض هذا مجدداً
    Seninle tartışmayacağım. Open Subtitles لن أخوض هذا الجدال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more