Ve eve geldiğinde sana günün nasıl geçti diye sorduğumda, bana gerçekten söyleyebileceksin çünkü ben zaten biliyor olmayacağım. | Open Subtitles | و عندما أعود إلى المنزل , و أسألك كيف كان يومك يمكنك أن تخبرني لأني لن أكن أعرف |
O kadar çok şey kaçırmışım ki. Çok. Sonsuza kadar burada olmayacağım. | Open Subtitles | ولقد فوت الكثير أنا لن أكن بالجوار للأبد |
Bunu aldığında yaşayanlar arasında olmayacağım. | Open Subtitles | بالوقت الذي تكونين فيه إستلمتِ هذا لن أكن على قيد الحياه |
Ama tatlım, yarın burda olmayacağım. | Open Subtitles | لكن، عزيزتي، أنا لن أكن هنا غدا |
Gelecek sefere bu kadar mülayim olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكن لطيفاً جداً في المرة القادمة |
Git, git, git! Nefret ediyorsun benden! Marjorie, bu tartışmaya dahil olmayacağım. | Open Subtitles | اذهب فأنت تكرهني - مارغوري)، لن أكن طرفاً في هذا الجدال) - |
Onun gibi olmayacağım. Kaybolup gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أكن مثله و أختفى فحسب |
Hayır, bir savaştan sorumlu olmayacağım. - Olma o zaman. | Open Subtitles | لا، لن أكن مسئولاً عن حرب |
Ama ben her zaman orada olmayacağım Mary. | Open Subtitles | لكنّي لن أكن موجود دوماً. (ماري)... |
Köle olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكن عبداً |