O gözlerle, gürbüz delikanlı, korkarım bunu asla göremezsin. | Open Subtitles | بتلك العيون، يا فتاي الجميل أنا خائف إنك لن تراه |
Çünkü eğer peşindeyse geldiğini asla göremezsin. | Open Subtitles | حسناً هذا خطأ لأنك لن تراه يأتي مطلقاً لو كان يتبعك |
Hapse girerse onu bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | اذا حبسوه ، فقد رحل لن تراه مجددًا ابدا |
Unut balinayı. Ben unuttum. Bahse girerim ki bir daha da görmezsin. | Open Subtitles | أنس الحوت ، أنا اراهن بأنك لن تراه ثانية |
Bir an, birine dünyadaki herkesten daha yakınsındır, sonra da, onları bir daha görmezsin. | Open Subtitles | لوهلة تكون قريباً لشخص ما أكثر من أي شيء في العالم، و بعدها، لن تراه ثانيةً. |
- Ama onu göremezsin. - Çünkü avukatı değilsin. | Open Subtitles | ـ لأنك لست محاميه ـ بدون محامى لن تراه |
Ona binersem, bir daha onu göremezsin. | Open Subtitles | لو أخذته لن تراه ثانيةً |
- Amcan ölürse onu bir daha asla göremezsin. - Rahat bırak beni. | Open Subtitles | عمك يموت و لن تراه مجدداً - إليك عني - |
Annem 20 yaşına kadar hayalet görmediysen ondan sonra da görmezsin diyor. | Open Subtitles | تقول أمي إذا لم ترى شبحا بحلولسنالعشرين... فإنك على الأرجح لن تراه أبدا |
Ama onu hiç görmezsin herhalde. İnzivaya çekildi. | Open Subtitles | ولكن على الأرجح لن تراه أبداً فهو منعزل |
Başka türlü onu göremezsin. | Open Subtitles | خلاف ذلك، فإنك لن تراه. |