"لن تسمح لي" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermiyor
        
    • izin vermez
        
    • izin vermedi
        
    • izin vermiyorsun
        
    • izin vermeyeceksin
        
    • İzin vermeyecek misin
        
    Ben kendim arayıp yapardım ama izin vermiyor. Open Subtitles وأود أن الهاتف من خلال، إلا أنها لن تسمح لي.
    Bizim velet fırlayalı da çok olmadı. Ama kayınvalidem bakmama izin vermiyor. Open Subtitles أجل، طفلي قد تغوّط لتوه ، ولكنّ حماتي لن تسمح لي بأن أقوم بتربيته
    California Çocuk Koruma Kurumu, şu noktada ameliyatı yapmama izin vermiyor. Open Subtitles الخدمات الاجتماعيه للاطفال بكاليفورنيا لن تسمح لي بفعل هذه العمليه هذا الوقت
    -Yasal olarak madencilik yapamam. -Çünkü County izin vermez. Open Subtitles ولهذا لن تسمح لي البلدية البدأ بعمل بالمنجم اذا عارض احد
    Ben de seni görmek istedim ama neonatal Naziler izin vermedi. Open Subtitles مهلا، مهلا، كنت أريد أن أراك، لكن النازيين حديثي الولادة لن تسمح لي.
    Gitmeme izin vermiyorsun. Bunun bana ne gibi bir faydası olur ki? Open Subtitles لن تسمح لي بالذهاب - بمَ سيساعدني ذلك؟
    - Gitmeme izin vermeyeceksin değil mi? Open Subtitles انت لن تسمح لي بالذهاب اليس كذلك ؟
    -Yani artık konuşmama izin vermeyecek misin? Open Subtitles - إذا ً أنت سوف لن تسمح لي بالكلام بعد الآن ?
    Özür dilemem gerek. Ama ailesi izin vermiyor. Open Subtitles أحتاج أن أقول آسفة, لكن عائلتها لن تسمح لي بذلك
    Evde annem dinlememe izin vermiyor. Open Subtitles أمي لن تسمح لي بذلك في المنزل.
    Driscoll yanına yaklaşmama izin vermiyor. Open Subtitles دريسكول لن تسمح لي بالاقتراب منه
    Driscoll, adamın yanına yaklaşmama izin vermiyor. Open Subtitles دريسكول لن تسمح لي بالاقتراب منه
    Pardon, olamam. Kelebekler izin vermiyor. Open Subtitles لا يمكنني، فالفراشات لن تسمح لي
    Bu normal görünmüyor. Hiçbir şey normal değil. Onu yönlendirmeme izin vermiyor. Open Subtitles لا شيء طبيعي لن تسمح لي بقيادتها
    Ama kayınvalidem bakmama izin vermiyor. Open Subtitles ولكن أمّ زوجتي لن تسمح لي بتربيته
    Görüyorsun ki, şuan sevgili çiftliğinizin sahibi benim olmam gerçeğine rağmen yasal olarak sahibi olamam, çünkü ilçe bana izin vermez. Open Subtitles في الحقيقة انني لست المالك القانوني لمزرعتكم ولهذا لن تسمح لي البلدية البدأ بعمل بالمنجم اذا عارض احد
    Tanrılar, yaşlılık yüzünden vaktim dolup yatağımda uyurken ölmeme izin vermez. Open Subtitles الآلهه لن تسمح لي بأن اموت وانا عجوز في فراشي
    Hep scooter almak istemişimdir ama artık baba olduğum için Breena asla izin vermez. Open Subtitles انا دائما كنت اتمنى الحصول على دراجه ناريه لكن بيرينا لن تسمح لي الان لأنني قد اصبح أباً
    Gelmeme izin vermedi. Open Subtitles وقالت إنها لن تسمح لي بالرحيل.
    Kefaletle çıkarmama izin vermedi. Open Subtitles إنها لن تسمح لي بدفع الكفالة
    Gitmeme izin vermiyorsun. Open Subtitles لن تسمح لي بالرحيل...
    Gitmeme izin vermeyeceksin dimi? Open Subtitles لن تسمح لي ان اذهب، اليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more