"لن يحتاج" - Translation from Arabic to Turkish

    • ihtiyacı olmayacak
        
    • ihtiyacı yok
        
    • ihtiyacı kalmayacak
        
    • ihtiyacı kalmaz
        
    • burada istemeyeceğini
        
    • ihtiyaç duymayacak
        
    Yeah, well, artık o ata ihtiyacı olmayacak değil mi? Open Subtitles نعم، حسنا لن يحتاج ذلك الحصان بعد ذلك، أليس كذلك؟
    Bizden önce Ramus'u bulursa daha buna artık ihtiyacı olmayacak. Open Subtitles حسناً ،هو لن يحتاج إلى قوى جديدة إذا وصل إلى راموس قبل أن نفعل نحن
    Elektrikler kesilmediği sürece yardıma ihtiyacı yok. Open Subtitles لن يحتاج إلى أيّ مساعدة إلا إن انقطعت الكهرباء
    Sonra bana hiç ihtiyacı kalmayacak. Open Subtitles و بعدها لن يحتاج إلي مطلقاً
    Fakat saat beşte veriyor ise Oh, o zaman saat 10'a kadar ihtiyacı kalmaz. Sor ona! Open Subtitles لكن إن ناولته الحبوب على الخامسة فإنّه لن يحتاج إليهم حتّى العاشرة
    İçimden bir ses malikânenin yeni sahibinin kıyafetlerimi burada istemeyeceğini söylüyor. Thea, bekle. Open Subtitles آخذ بعض الأغراض، أشعر بأنّ المالك الجديد للقصر لن يحتاج ملابسي.
    Ama sonra aylar, hatta bir yıl boyunca beslenmeye ihtiyaç duymayacak. Open Subtitles لكن بعد ذلك لن يحتاج للغذاء مره آخرى لمدة شـهور أو حتى عـام
    Durun! Tüm bu şeyler ne olacak? Gittiği yerde bunların hiçbirine ihtiyacı olmayacak. Open Subtitles وماذا عن كل هذه الأشياء لن يحتاج إلى أي منها في المكان الذي سيذهب اليه
    İnsanların barış zamanında, onun ruha ihtiyacı olmayacak, ve geldiği yere geri dönecek. Open Subtitles لو أن البلاد في سلام، فإنه لن يحتاج للروح. وستعود الروح للمكان الذي أتت منه.
    Çoğunlukla ilaçlar yeterli olur. Ameliyata bile ihtiyacı olmayacak. Open Subtitles غالبا ستكون العقاقير كافية و لن يحتاج لأي جراحة حتى
    Ivy Town'a dönüyosa ihtiyacı olmayacak zaten. Open Subtitles لن يحتاج للقباً طالما طالما سيعود لمنزله.
    Başkan Kennedy'nin uçağa ihtiyacı olmayacak. Open Subtitles لن يحتاج الرئيس مروحية.
    Bu görüşmenin sonuçlarından biri, hamilelik ve doğum sosyal yardımlarını kaldırmak oldu, çok şaşırtıcı olmayabilir, ne de olsa o masadaki kimsenin hamilelik yardımına ihtiyacı yok. TED حاليًا، إحدى نتائج ذلك الاجتماع كانت إلغاء استحقاقات الأمومة، وهو أمر ربما لا يكون مستغربًا، لأنه لن يحتاج أحد ممن هم على طاولة اللقاء في الواقع إلى استحقاقات الأمومة.
    Aslına bakarsanız, Gabriel'ın ...dış sensörlere ihtiyacı yok. Open Subtitles في الواقع،"جابرييل" لن يحتاج المجسات الخارجية
    Bunların hiçbirine ihtiyacı yok. - Ne istiyorsun? Open Subtitles لن يحتاج إليها بعد اليوم - ماذا تريدين ؟
    Elmasları bulunca Steve veya Lucy'ye ihtiyacı kalmayacak. Open Subtitles عندما يجد الألماس لن يحتاج إلى (ستيف) أو (لوسي)
    Eğer beş dakika içerisinde gitmezsek ele ihtiyacı kalmayacak. Open Subtitles {\pos(192,220)}إذا لم نغادر في غضون خمس دقائق سوف لن يحتاج ليد
    O zaman kimsenin sana ihtiyacı kalmaz, sorunun çözülmüş olur. Open Subtitles عندها لن يحتاج إليكِ أحد ستنتهي مشاكلكِ
    O zaman ilaç tedavisine ihtiyacı kalmaz. Open Subtitles عندها لن يحتاج للعقاقير
    İçimden bir ses malikânenin yeni sahibinin kıyafetlerimi burada istemeyeceğini söylüyor. Thea, bekle. Open Subtitles آخذ بعض الأغراض، أشعر بأنّ المالك الجديد للقصر لن يحتاج ملابسي.
    Birkaç günlük ilaç tedavisinden sonra kayışlara bile ihtiyaç duymayacak. Open Subtitles بعد بضعة أيام على الأدوية , حسنا , حتى انه لن يحتاج إلى الأشرطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more