"لن يحل" - Translation from Arabic to Turkish

    • çözmez
        
    • çözer
        
    • çözmeyecek
        
    • çözmeyecektir
        
    Bir dizi tüp bebek, bu krizi çözmez. Open Subtitles دفعة جديدة من اطفال الانابيب لن يحل هذه الازمة
    Ama kitapta yoksa, kitaba göre yapmak hiçbir şeyi çözmez. Open Subtitles ولكن ماذا اذا لم يكن فى الكتاب, فان الكتاب لن يحل شيئا
    Hoop, hoop, hoop, her şeyden önce, bu hiçbir şeyi çözmez. ve ikinci olarak, sana ihtiyacım var. Open Subtitles أولاً, هذا لن يحل أى شىء وثانياً, أنا أحتاج إليكِ
    Dinleyin beyler, haşin sözler sorun çözmez, harekete geçmek çözer. Neden işleri değiş tokuş edivermiyorsunuz. Open Subtitles إسمعوا يا رفاق , الكلام القاسي لن يحل الجدال بل الفعل
    Nasıl benim sana evlenme teklif etmem sorunlarımı çözmediyse benimle birlikte olman da seninkileri çözmeyecek. Open Subtitles كما أن تقدمي للزواج منك لم يكن سيحل مشاكلي، فكونكِ معي فقط لن يحل مشاكلك.
    Benimle konuşman hiç bir şeyi çözmeyecektir Bu seni yiyip bitiriyor. Open Subtitles حسناً التحدث إلي لن يحل المشكلة ومن الواضح أنه لا زال يزعجك
    Problemlerinden kaçmak hiç bir şeyi çözmez, biliyorsun. Open Subtitles الهرب من مشاكلك لن يحل شيئا أنت تعرف هذا
    Merhaba çocuklar. Bakın. Şiddet hiçbir şeyi çözmez. Open Subtitles استمعوا إلي أيها الأطفال , العنف لن يفيد و لن يحل شيئاً
    Merhaba çocuklar. Bakın. Şiddet hiçbir şeyi çözmez. Open Subtitles استمعوا إلي أيها الأطفال , العنف لن يفيد و لن يحل شيئاً
    Ve Japonya'ya gitmen bunu çözmez. Kız senin için deliriyor. Open Subtitles والرحيل إلى اليابان لن يحل ذلك إنها تحبك بجنون ، يا أخي
    Bu problemini çözmez biliyorum ama geçici bir şeye ihtiyacın olursa sette her zaman fazladan bir yapım asistanı kullanabiliriz. Open Subtitles أعلم أن ما سأقوله لن يحل المسألة ، لكن إن رغبتي بوظيفة مؤقتة فنحن دائماً نستطيع الإستفادة من عامل مؤقت في الفريق
    Niyetinin iyi olduğunu biliyorum ama evlenmek sorunlarımızı çözmez. Open Subtitles أنا أعرف أنك قصدت خيرا لكن الزواج لن يحل مشاكلنا
    Bir kaç sokak satıcısını polislerin götürmesi senin sorununu çözmez. Open Subtitles ولكن جعل الشرطة تُبعد بمروجين المخدرات بعض الشوارع لن يحل المشكلة
    Ama bir şeyi biliyorum, burada ağaçların arasında oturmak, hiçbir şeyi çözmez. Open Subtitles لكن... أعرف إن البقاء هنا في الغابة وحيدًا لن يحل أي شيء.
    Müdür Heo, bu hiçbir şeyi çözmez. Open Subtitles سـيد ذهابك الى الشـرطة لن يحل أي من مشاكلك
    Dana Robbins'e ve gemideki diğerlerine zarar vermek hiçbir şeyi çözmez. Open Subtitles ايذا دانا روبينز و الأخرون و الأخرون هذا لن يحل أى شئ
    Burada oturup hatalarımız için selefimi suçlamak kolay olurdu ama bir boku çözmez. Open Subtitles سيكون سهلاً علي الجلوس هنا وإلقاء لوم أخطائي على الأسلاف لكن هذا لن يحل شيئاً
    Tamam iyi bi karışım yaparız..sana iyi gelir..fazladan enerji..sorun çözer hem de Open Subtitles سيمنحك احلام حقيقية ولكنه فعال جداً ولكن المزيد من الطاقة و مزاج أفضل لن يحل مشاكلك
    Körü körüne kızını korumak sorunu çözmeyecek. Open Subtitles التستر على مافعلتهُ إبنتكِ لن يحل هذهِ المشكله لا ..
    Bu bütün problemlerini çözmeyecektir ama biraz nefes almanı sağlayabilir. Open Subtitles أتعلمين؟ لن يحل هذا مشكلتك لكنني أظن أنه سيفيد في تقليل الأقساط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more