"لن يدعوك" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermezler
        
    • izin vermeyecekler
        
    • bırakmayacaklar
        
    Eğer burada kalırsan asla babanın yaptıklarını unutmana izin vermezler. Open Subtitles اذابقيتهنا.. لن يدعوك تنسي ما فعله والدك أبداً
    Bu favorilerle uzaya çıkmana izin vermezler bak. Open Subtitles عزيزي، لن يدعوك تذهب إلى الفضاء بهذا الإختراع
    Barikatı aşmana asla izin vermezler. Open Subtitles تعلم انهم لن يدعوك تخرج من هنا هل لديك خطه لذلك؟
    Sürekli sorup sorup durabilirsin ama senin kalbi almana asla izin vermeyecekler. Open Subtitles أستطيع الاستمرار بسؤالهم .. وسؤالهم،لكنالحقيقةهي،أنهم. أنهم لن يدعوك أبداً تأخذ ذلك القلب
    Bu kez karanlıkta öylece kaybolup kaçmanıza izin vermeyecekler. Open Subtitles انهم لن يدعوك تتسلل فى نهاية الليل وتختفى
    Olan bitenin peşini asla bırakmayacaklar. Open Subtitles إنهم لن يدعوك تمضي مهما حصل أبدا أبدا
    Bir daha asla o lanet olası delikten çıkmana izin vermezler. Open Subtitles لن يدعوك تخرج من تلك الحفرة اللعينة مجددا
    İçeri girmenize izin vermezler. Ve vampirler kapının eşiğini geçemezler. Open Subtitles لن يدعوك للدخول، ولا يقدر أيّ مصّاص دماء على اجتياز عتبة الباب.
    Görmene izin vermezler. Ona yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Open Subtitles لن يدعوك تفعلين، انظري سأفعل كل ما في وسعي لمساعدته، اتفقنا؟
    "Son dedikodulara göre." "Dünya'nın en zengin petrol üreticisinin oğlu.". Asla unutmana izin vermezler. Open Subtitles "ابن تاجر النفط الاغني في العالم" لن يدعوك تنسى.
    Sen hepsinin en iyisisin. Gitmene izin vermezler. Open Subtitles أنت أفضل ما لديهم هم لن يدعوك تغادر
    Öylece onunla beraber buradan gitmemize izin vermezler. Open Subtitles لن يدعوك تخرج معه من هنا بهذه السهولة
    Ülke dışına çıkmana izin vermezler sanıyordum. Open Subtitles أنّهم لن يدعوك تسافر خارج الولاية.
    Asla unutmana izin vermezler. Open Subtitles لن يدعوك تنساهم
    Teksas'a varmana asla izin vermezler. Open Subtitles لن يدعوك ابدا تدخل تكساس
    Eğer NASA'da çalışmıyorsan sokakta yürüyüp uzay mekiği tamir etmene izin vermeyecekler. Open Subtitles ان لم تعمل مع ناسا هم سوف لن يدعوك تأتي من الشارع وتصلح الصاروخ
    Soruşturma sırasında buradan ayrılmana izin vermeyecekler. Open Subtitles هنالك تحقيقٌ جارٍ لن يدعوك تذهبين بعيداً، أنا آسف
    Evet, ayrıca gene sana izin vermeyecekler. Open Subtitles نعم ، بالإضافة ، أنهم لن يدعوك تركب
    Ölmene izin vermeyecekler, biliyorsun. Open Subtitles لن يدعوك تموت، أتعلم ذلك؟
    Gitmenize izin vermeyecekler. Open Subtitles لأنهم لن يدعوك تذهب
    Onun yanında olmana izin vermeyecekler. Open Subtitles لن يدعوك تقترب منها
    Seni asla bırakmayacaklar. Open Subtitles لن يدعوك في حالك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more