Müvekkilim nafaka ödemeyecek, emekli maaşı onda kalacak ve ortak malvarlığının yarısını alacak. | Open Subtitles | عميلي لن يدفع نفقات زوجته المطلقة سيستعيد معاشه التقاعديّ وسيطالب بنصف الممتلكات المشتركة |
Bak, yüzleş, babam yapılan barbeküyü ödemeyecek ve kendini çardakta öpüp güle güle diyebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تواجه الأمر والدى لن يدفع من أجل شوايتك وصدقنى، يمكنك أن تقبل مظلتك مودعا |
Ne beklediğinizi bilmiyorum, ama bizim için kimse size ödeme yapmaz. Değerimiz yok. | Open Subtitles | لا أدرى ماذا تتوقع , لكن لن يدفع أى احد لنا إننا لا نساوى أى شئ |
Kimse, önceden yapışık olan iki kızı görmek için ödeme yapmaz. | Open Subtitles | لن يدفع أحد ليرى فتاتين كانتا مُلتصقتان فيما قبل |
Sana hemen söyleyebilirim ki, benim babam o düğünün parasını ödemez. | Open Subtitles | سأخبرك حالاً ، إن والدي لن يدفع أي شيء لهذا الزواج |
- Sahip, onlar için para ödemiyor. - O zaman ben öderim. | Open Subtitles | حسناً، المالك لن يدفع لهم إذاً، أنا سأفعل |
Belki babası ödeme yapmayacak ama onun düşmanları kesinlikle bir şeyler verecektir. | Open Subtitles | ربما لن يدفع والدها مقابلها لكن أياً من أعدائه حتماً سيفعل ذلك |
Hiç kimse senin hortumundan su içmek için para ödemeyecek, bu yüzden... | Open Subtitles | لن يدفع أحد دولاراً ليشرب الماء من خرطومك |
CEO parayı bulamadı. Fidye için parayı ödemeyecek. | Open Subtitles | للتوّ عرف أنّ مجلس الإدارة لن يدفع فدية زوجته |
Heyecan verici ama kimse bana bunun için para ödemeyecek. | Open Subtitles | إنه مثير,لكن لن يدفع احد ابداً مقابلها |
FBI fidye ödemeyecek. | Open Subtitles | المكتب الفيدرالي لن يدفع الفدية |
Kesin olarak Alzaymır teşhisi koyulmadığı sürece sigorta evde bakım için ödeme yapmaz. | Open Subtitles | المركز الطبي لن يدفع ثمن الرعاية المنزلية مالم يحصل تشخيص " لمرض " الزهايمر |
Dee çalışmazsan sana ödeme yapmaz ki. | Open Subtitles | لن يدفع لك (دي) إن لم تعمل |
Geçen gün Mickey Mantle kiramızı ödemez dediğin için beyzbol kartlarını atmaya kalktı. | Open Subtitles | لقد القي بكل بطاقات ريكي مانتل و قال لي مانتل لن يدفع لي اجري |
Ama kitap yazmak kitabın basılmadıkça kiranı ödemez. | Open Subtitles | لكن تأليف كتاب لن يدفع الإيجار ما لم يتم نشره |
Telefonunu uçurdum resmen; ama paramı ödemiyor. | Open Subtitles | لقد أضفت كل التحسينات إلى هاتف ذلك الفتى والآن لن يدفع الأجر |
Peter burayı sevdiğini biliyorum ama etrafta bisikletle dolaşman faturaları ödemiyor. | Open Subtitles | بيتر أعرف أنك تحب المكان هنا. و لكن ركوبك لدراجتك حول المدينة. لن يدفع فواتيرنا. |
Tek parça halinde gitmezlerse ödeme yapmayacak. | Open Subtitles | لن يدفع لنا إذا إصطحبناهما متضررين إليه |
Bize Bitcoin olarak ödeme yapmayacak ama değil mi? | Open Subtitles | نعم إنها عمله على "الإنترنت" لكنه لن يدفع لنا بعملة (بيتكوين) |