Ama oraya gidip onunla yüzleşmek, hiçbir şeye yaramayacağı gibi gerçekleri de değiştirmeyecek. | Open Subtitles | ولكن هذا لن يغيّر حقيقة أنّه بذهابكَ إلى هناك ومواجهته لن يساعدَ بشيءٍ. |
Ve beni suçlamak geleceğin yaşanacağı... gerçeğini değiştirmeyecek, buna hazır olsan da, olmasan da. | Open Subtitles | والقاء اللوم عليّ لن يغيّر واقع المستقبل اكنت مستعداً له ام لا |
Bir aylık maaşını hiçbir şeyi değiştirmeyecek bir kutuya mı harcayacaksın? | Open Subtitles | ستفقد شهر من راتبك على صندوق لن يغيّر شيء |
Sana bilmek istediğin şeyi söylesem bile hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | حتى لو أخبرتك ما تريد معرفة، لن يغيّر شيء. |
Nasıl olsa fikrini değiştirmeyecek ve sonsuza kadar burada kalacağım. | Open Subtitles | لن يغيّر ذلك من رأيه ، و سأبقى عالقة هنا للأبد |
Geçen haftaki başarımı hatırlatmak bu hafta bir bok olmaması gerçeğini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | تذكيري بالمجد لن يغيّر واقع أنّي خالي الوفاض هذا الأسبوع؟ |
Sekiz aydır bu görüşmeleri sürdürüyoruz. Uzatma hiçbir şeyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | لقد ناقشنا هذا طوال 8 أشهر لن يغيّر التمديد أيّ شيء |
Hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Beni iyi biri yapmayacak. | Open Subtitles | لن يغيّر أيّ شيء ولن يجعلني شخصاً صالحاً |
Ama bu en ufak bir şeyi değiştirmeyecek. - Merhaba. - Tünaydın bayan. | Open Subtitles | لكنه لن يغيّر شيء واحد صغير مرحباً - مساء الخير يا سيدة - |
Sakal bırakıp, yıldızlar kayarken dilek tutmak bu gerçeği değiştirmeyecek. | Open Subtitles | وإطالة اللحية، والتمني عند سقوط النجوم لن يغيّر ذلك |
Keşke onları hiç tanımasaydın ama bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | أتمنى لو لم تعلمي بأمرهم أبـدا لكن هـذا لن يغيّر شيئـا |
Başka fikirleri beklemek hiçbir şeyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | انتظار مزيد من الآراء الطبيّة لن يغيّر من الوضع شيئًا. |
Bu hiçbir şeyi değiştirmez. En azından sana olan hislerimi. | Open Subtitles | هذا لن يغيّر من الأمر شيئًا، أقلّها مشاعري نحوك. |
Öyle olsun bakalım. bu onun gıcık biri olduğunu değiştirmez. | Open Subtitles | كما تشائين. حتّى إن غيّرت طريقة كلامها، فهذا لن يغيّر واقع أنها مزعجة. |
Olanlarla ilgili hislerim bunların olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | شعوري تجاه ما يحدث لن يغيّر مما يحدث. |
Siz bir tane inşa etmedikçe daha iyi odamız yok. Çemkirmekle de bir şey değişmez. | Open Subtitles | ليست لدينا غرفة أفضل ما لم تبني واحدةً، وتصرّفك كساقطة لن يغيّر ذلك |
İki dakika sonra da, iki saat sonra da ayrılsan insanların düşüncesi değişmeyecek. | Open Subtitles | إذا غادرتِ بعد دقيقتين أم ساعتين، فهذا لن يغيّر ما سيظنّه الناس بكِ. |
Bunlar şu an yüzleştiğimiz problemi değiştirmiyor. Kazık onda. Geri istiyorum. | Open Subtitles | هذا لن يغيّر ورطتنا الراهنة، إنّها تملك ذاك الوتد، أودّ استعادته. |
Bir şey değişecek değil. Beni iyi biri yapmıyor. | Open Subtitles | لن يغيّر أيّ شيء ولن يجعلني شخصاً صالحاً |
Aslına bakarsan o çocuğu enkaza çevirseydin bile bu hayatımdaki hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. | Open Subtitles | لا، الحقيقة هي حتى لو أنك قضيت عليه... فإن هذا لن يغيّر شيئًا في حياتي. |
Onlara Baal'ın iletisinden bahsetmek hiç birşeyi değiştirmeyecektir. | Open Subtitles | اخبارهم عن رسالة بعل سوف لن يغيّر أيّ شئ. |