"لن يلاحظ" - Translation from Arabic to Turkish

• fark etmez
• fark etmeyecek
• farketmez
• fark etmeyecektir
• fark etmeyeceğini
• ruhu bile duymaz
• farkına bile varmaz

Sharon fark etmediğine göre, belki diğer Cylonlar da fark etmez.
إذا لم تكن لاحظت أي شيء ربما لن يلاحظ السيلونز الأخرين

Eğer ki 30 dakikalığına çıkarsam kimse fark etmez. Kimsenin umurunda olmaz.
إذا اختفيت لمدة ثلاثين دقيقة لن يلاحظ أحد ذلك ولن يهتم أحد

O kadar parayı kaybedeceksin ve kimse fark etmeyecek mi sandın?
أتعتقد أنك بخسارتك لهذا القدر من المال لن يلاحظ أحد شيئاً؟

Kimse bir gecede peyda olan yeni adamı fark etmeyecek mi?
لن يلاحظ أحدهم أن شخصا جديدا ظهر في ليلة وضحاها ؟

Balki matematikten "A" aldığını da farketmez.
ربما لن يلاحظ عندما تحصلين على ممتاز في حصة التفاضل والتكامل

Düşündüm de, eminim yok olduğunu fark etmeyecektir.
بعد إعادة النظر، أنا واثقة أنه لن يلاحظ أنها إختفت.

O kadar hastanın içinde kimsenin fark etmeyeceğini düşündüm.
خلتُ، بأنّه مع كل هؤلاء المرضى، لن يلاحظ أحد

Babamın ruhu bile duymaz.
لن يلاحظ أبي هذا

Hiç kimse gittiğinin farkına bile varmaz.
إنه هناك منذ أشهر لن يلاحظ أحد أصلا إختفائه

Burası San Francisco. Kimse fark etmez.
"إنها "سان فرانسيسكو لن يلاحظ هذا أي أحد

Ben hallederim. Hoca fark etmez.
سأسلمه على أي حال الأستاذ لن يلاحظ

Umarım müstakbel kocan, bunu fark etmez.
حسنا املي هو زوجك المستقبلي لن يلاحظ

şanslıysan, kimse seni fark etmez.
إن كنت محظوظاً لن يلاحظ أحد وجودك

Elbette, ama zaten kötü olursa kimse fark etmeyecek ve umursamayacak.
بالتأكيد، و حتى لو كان سيئاً جداً لن يلاحظ أحد ذلك

Kartı çaldığında öylesine sarhoş olacak ki fark etmeyecek bile.
سوف يكون ثملاً ومن ثم نسرق المفتاح وهو لن يلاحظ ولا نحتاج لتخدير

O kadar büyülenip rahatsız olur ki bu böceği üstüne yerleştirdiğini bile farketmez.
مفتناً وقلقاً جداً, حتى انه لن يلاحظ ذلك

Eksildiğini farketmez.
انه لن يلاحظ ثلاث حبات صغيرة مفقودة

Bizden haber almadıkça anakaradan kimse birkaç gün içinde fark etmeyecektir.
لن يلاحظ أيّ شخص موجود على اليابسة إن لم يسمعوا خبراً منّا لبضعة أيام

Kahretsin, muhtemelen dadının değiştiğini bile fark etmeyecektir.
اللعنة! حتى أنه ربما لن يلاحظ أن المربية تغيرت، هل تعرفين؟

Kemanın kaybolduğunu kimsenin fark etmeyeceğini söylememiş miydin?
ألم تخبرني بأنه لن يلاحظ أي أحد إختفاء الكمان

Tek yaptığı bana iyi bir hayat sağlamaya çalışmaktı bense ona yokluğunu kimsenin fark etmeyeceğini söyledim.
كل ما حاول فعله هو أن يمنحني حياةً هانئة وأخبرته بأنه لن يلاحظ أحد عندما يموت

Ölmüş ve kayıp olabilirim ve kimsenin ruhu bile duymaz.
قد أموت و لن يلاحظ أحد

Azîze farkına bile varmaz, aradan 70 sene geçmiş!
فالوليّ لن يلاحظ ال70 عاماً التي مضتْ من حياته.