"لها تأثير" - Translation from Arabic to Turkish

    • etkisi
        
    • etki
        
    • etkili
        
    • etkiliyor
        
    • etkiler
        
    • etkilemiyor
        
    • bir etkileri
        
    • fazlasıyla yüksek
        
    • üzerinde
        
    İzlenimlerin, ne yaptığımız ve ne düşündüğümüz üzerinde delice bir etkisi var. TED اعتقد ان الانطباعات لها تأثير جنوني عن الذي نعتقده و الذي نفعله
    Dahası, yaratıcı sorun çözmede ve derin bilgi alınımında büyük bir etkisi var. TED بالإضافة إلى ذلك ، لها تأثير عميق في دفع الحلول الإبتكارية ومعالجة المعلومات العميقة.
    C gibi yeni moda fikirler o kadar da büyük bir etki yaratmadı iklim modelleme camiasına. TED الأفكار الجديدة مثل لغة السي لم يكن لها تأثير كبير على مجتمع نمذجة المناخ.
    Boş ver, doğru ve yanlış sadece etkili olduğu yerde önem taşır. Open Subtitles يارجل، الصح والخطأ مجرد أمور ليس لها تأثير
    Fakat astrologlara göre gezegenler, insanların karakterini ve kaderini etkiliyor görünmekte. Open Subtitles لكن المنجمين يروون أن الكواكب لها تأثير على شخصيات الناس ومصائرهم
    Bu acı olaylar bakış açısında ve kişiliğinde derin etkiler bırakmıştır. Open Subtitles هذه الأحداث الملتهبه سيكون لها تأثير عميق على وجهة نظره وشخصيته
    Ben aslen insanım. Bu... Bu ışıltı beni etkilemiyor. Open Subtitles انا أنسان بالأصل هذه الأنقاض ليست لها تأثير على
    Ve cibinliklerin epidemiye bir etkileri var, ama cibinlikler bu hastalığın tamamen silinmesini sağlayamaz. TED و الناموسيات لها تأثير على إنتشار الوباء, و لكنك لن تجعله أبدا يختفي بإستخدام الناموسية.
    Isırdığınız, çiğnediğiniz ve yuttuğunuz şeyler söz konusu olunca, seçimlerinizin vücudunuzun en güçlü organı olan beyniniz üzerinde direkt ve uzun süreli bir etkisi olur. TED عندما يتعلق الأمر بما تعضه و تمضغه وتبتلعه، فإن اختياراتك لها تأثير مباشر وطويل الأمد على أقوى عضو في جسمك.
    Beyne az bir miktar voltaj veriyorsunuz, o kadar az ki hissetmiyorsunuz bile ama gözlemlenebilen bir etkisi var. TED يتم إدخال كمية صغيرة من الجهد الكهربي إلى المخ، صغيرة جدًّا بحيث لا تشعر بها عادةً، ولكن لها تأثير جدير بالاعتبار.
    Bu arabayla eve gidişin, sizin düşündüğünüzden çok daha büyük bir etkisi var. TED جولة السيارة هذه لها تأثير أكبر مما تتصورون،
    Babasını geçimsiz yapıp onu terketmesini sağlayan da, acaba Mars ve Venüs'ün etkisi miydi? Open Subtitles هل حركة المريخ والزهرة كان لها تأثير على والده حتى جعلته رجل وحشىّ
    etki yaratabilmek için kilit nokta, materyali nasıl kullandığındır. TED ليكون لها تأثير, الشيء الرئيسي هو كيفية استخدام هذه المواد.
    Kamera bir ömür kadar önce, 17 Haziran 1939'da ilk ortaya çıktığında ani ve kesin bir etki yarattı. TED وحالما ظهرت الكاميرا في موقع الحدث منذ جيل كامل، في 17 يونيو عام 1939. كان لها تأثير مباشر وغير معقول.
    Bir taraftan, birisi hakkında aşırı olumsuz, ahlaksız bir bilgi öğrenmek aşırı olumlu ve erdemli bir bilgi öğrenmekten daha güçlü bir etki bırakıyor. TED من وجهة نظر، أخذ معلومات سلبية ولا أخلاقية حول شخص عادة ما يكون لها تأثير قوي من أخذ معلومات إيجابية وأخلاقية جداً.
    Ne yazık ki dualar fiziksel dünyada pek etkili değillerdir. Open Subtitles للأسف، الصلوات ليس لها تأثير في العالم الماديّ
    Hoş bir kızdaki morluk fotoğrafları bayağı etkili bir kanıt olur. Open Subtitles صور الكدمات على فتاة جميلة لها تأثير قوي
    Geçen yıl yayınlanan çalışmaya göre üstünüzle çıkmak kariyerinizi olumsuz etkiliyor. TED نُشرت دراسة السنة الماضية تشير إلى أن المواعدة يمكن أن يكون لها تأثير سلبي على حياتك المهنية.
    Bu da dünya çapındaki hava koşullarını etkiliyor. Open Subtitles والتي بدورها لها تأثير على الطقس حول العالم
    Bu görüntü her yerde karşılaştığım bir şey, bu çocuklar bir akıllı telefona bakıyor ve bu telefonlar dünyanın en fakir ülkelerinde bile büyük etkiler yaratıyor. TED ودائماً ما أرى هذا المشهد أينما ذهبت أولئك الأطفال على هواتفهم الذكية. تلك الهواتف لها تأثير كبير حتى في أفقر الدول.
    Katil balina saldırıları yine de deniz aslanlarını pek fazla etkilemiyor. Open Subtitles هجمات الحيتان، رغم أنها وحشية إلاّ أنه ليس لها تأثير في مصير أغلب أسود البحر
    Bu tür streslerin, stresin fizyolojisi üzerinde çok özel bir etkileri vardır. TED إن هذه الأنواع من الإجهاد لها تأثير واضح ومحدد على سيكولوجيا الإجهاد وتأثيرها أكبر .
    Oh, Ben de kickboxing dersi almıştım, fakat bilemiyorum, fazlasıyla yüksek dayanıklılık gerektirdiği için vazgeçtim. Open Subtitles -لقد اعتدت تلقي دروس في الملاكمة ولكن لا أدري .. شعرت أن لها تأثير قوي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more