Düşündüğüm şey mucizelerin bir bedeli vardır, fakat bu onların değerini düşürmez. | Open Subtitles | ما أفكر به هو أن بعض المعجزات لها ثمن لكن ذلك لا يجعلها أقل صعوبة |
Yine de her günahın bir bedeli vardır. Bundan emin olabilirsin. | Open Subtitles | الخطيئة لها ثمن ينبغي ان تكوني واثقة من هذا |
Herkesten iyi biliyoruz ki en çok istenilen şeylerin bir bedeli vardır. | Open Subtitles | نحن نعلم اكثر من اي احد آخر ان الاشياء التي نريدها بشده يكون لها ثمن |
Bu büyünün bir bedeli vardı, onun ruhu benimki ile birlikte olacak. | Open Subtitles | تعويذة ربط لكن لها ثمن ربط روحها مع روحي |
Ancak özgürlüğün bir bedeli vardı ve vatana ihanet edenler yenilgiye uğratılmıştı. | Open Subtitles | ولكن الحرية لها ثمن فبعد هزيمة الخونة |
Ama bunun da bir bedeli oldu. | Open Subtitles | لكن لها ثمن. |
Ama bunun da bir bedeli oldu. | Open Subtitles | لكن لها ثمن. |
Adaletin bir bedeli var. | Open Subtitles | العدالة لها ثمن |
David, gücün bir bedeli vardır, ve bunun ödenmesi gerekir. Her zaman. | Open Subtitles | "ديفيد" ، القوه لها ثمن و الثمن يجب ان يدفع دائماً |
David, gücün bir bedeli vardır, ve bunun ödenmesi gerekir. Her zaman. | Open Subtitles | "ديفيد" ، القوه لها ثمن و الثمن يجب ان يدفع دائماً |
Tanrı'nın lütfünün bir bedeli vardır. | Open Subtitles | مباركة الرب لها ثمن. |
Su ticari bir maldır. Ve her malın da bir bedeli vardır. | Open Subtitles | الماء سلعة وكل سلعة لها ثمن. |
Kahramanlığın bile bir bedeli vardır, Xena. | Open Subtitles | حتى البطولة لها ثمن يا (زينا) |
Özgürlüğün bir bedeli vardır. | Open Subtitles | الحرية لها ثمن |
Özgürlüğün de bir bedeli vardı. | Open Subtitles | الحرية دائما لها ثمن |
Sen iyi birisin Martin Bohm ama seni tanımanın bir bedeli var. | Open Subtitles | (انتَ رجلٌ جيد (مارتين بوم لكن معرفتكَ لها ثمن |
Bir ruhun bedeli, Angie'nin ruhunun bir bedeli var. Peki, belli ki sen çok şey yaşadın bu konuda. | Open Subtitles | كلفة الروح، روح (اينجي) لها ثمن. |