Bence onu St. Clouds'a götürmeli ve orada karar vermesine izin vermeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نأخذها لسانت كلاودز وندعها تقرر متى تذهب لهناك |
Sanki orada olacağını biliyordu ve onu bulmak için özellikle oraya geldi. | Open Subtitles | و كأنه عرف انها ستكون هناك و لقد ذهب لهناك ليبحث عنها |
Eğer içeri girersen arkandaki kapının kapanmasına izin verme yoksa içeride kilitli kalırsın. | Open Subtitles | إذا ذهبت لهناك لا تدع الباب يغلق خلفك وإلا سوف تحتجز فى الداخل |
Ses duyduğunu, buraya geldiğini ve onu gördüğünü... Gerisi onlara kalmış | Open Subtitles | بأنك سمعتي ضجة وأسرعتي لهناك و ثم رأيتها هناك والباقي عليه |
hayır,bekle elini ver üç deyince.bir... iki,üç onu şuraya koyalım | Open Subtitles | ساعدني عند عد الثلاثة واحد.. اثنان . ثلاثة سنأخذه لهناك |
- Donnie. - Evet? - Oraya vardigimizda kendin gibi davranmamaya çalis, olur mu? | Open Subtitles | دوني حين نصل لهناك حاول ألا تتصرف على طبيعتك |
Artık buradan gitmeliyiz. Sen de kararını burada ya da orada verebilirsin! | Open Subtitles | أما يمكننا الذهاب لهناك و أصلاح رأسك و انا اقوم بأصلاحه الأن , انه ليس بالمشكلة الكبيرة |
Haydi gidelim! Haydi gidelim, Rose. - oradan yukarı çıkamazsınız. | Open Subtitles | لا تستطيع الصعود لهناك أنت لا تستطيع عمل هذا |
Eğer nehri takip edersek, yarın akşama kadar orada oluruz. | Open Subtitles | إذا استمرينا بإتباع النهر سنصل لهناك بحلول غروب شمس الغد |
Ama orada yaptığın şey, aptalca bir cesaret gösterisiydi. | Open Subtitles | لكن ذلك كان عمل مثير و مشبوه جدا و انت رجعت لهناك. |
Eğer Goa'uld'lar o gezegene hiç gitmedilerse, ve orada açıkça bir geçit olduğuna göre. | Open Subtitles | إذا لم يذهب الجواؤلد لهناك من قبل ، ويوجد بوابة |
Sizi cehenneme götürecek olan araba, işte orada bekliyor çocuklar. | Open Subtitles | أنتم ستذهبون الى الجحيم يا أولاد وأحصنتكم ستأخذكم لهناك |
Bırakın da, içeri girip, kızımı güvenli bir bölgeye götüreyim. | Open Subtitles | دعني أدخل لهناك وأحضر إبنتي إلى منطقة آمنة |
Dükkana gittiğimizde, içeri girmeniz gerekmeyecek. | Open Subtitles | وعندما نصل لهناك ، لن يكون هناك داعي لأن تدخل أنت |
Ayrıca sayıca fazla olduklarını görüp içeri girmeyip sadece aptal yemeklerini götürüp gitmeyeceğimi nereden biliyor? | Open Subtitles | هذه ليست طريقة عمل الاشياء ثم من يعرف هو؟ انا لا اذهب لهناك انظر هناك الكثير منهم يقدمون له الغذاء |
Ben onu buraya çekeceğim ve uyarı bariyerlerini kamufle edeceğim. | Open Subtitles | سأسحبه لهناك و أتخلص من ذلك المانع التحذيري حول عمود المنجم و أخدعه |
Randy, seni tanıdım. İşten mi arıyorsun? Tatum yolda buraya geliyor. | Open Subtitles | راندى,أبتعد أأنت تتصل من العمل لأن تاتوم فى طريقها لهناك. |
şuraya geçin de, memur sizin ifadenizi alsın. | Open Subtitles | لما لا تذهب لهناك الى الضابط لكي يأخذ افادتك بالكامل |
Aslında, öncelikle şuraya gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً، كنت أفكر أن علينا الذهاب لهناك أولاً |
- Oraya git ve botu dengede tut. - Çok yakınız, çok yakın. | Open Subtitles | ـ انتقل لهناك و حافظ على اتزان القارب ـ نحن قريبوا جداً , قريبوا جداً |
Ian, o çiftliklerde kanımdan kimse olsaydı çoktan toz olmuştum buradan. | Open Subtitles | لو كان لي قريب بالمستوطنات يا أين لكنت بالتأكيد توجهت لهناك منذ فترة طويلة |
oradan birkaç havlu alıp laboratuara getirelim. | Open Subtitles | في أخر ثلاثة شهور إذاً,سأعود لهناك و أمسك ببعض المناشف |
Tacirlerden yalnızca Altın Küpe o tarafa gidiyor. | Open Subtitles | عبر تجارنا فقط تصدر الحلقان الذهبيه لهناك |
Sadece oraya gidip etrafa bir bakacağım. Kimse beni görmeyecek. | Open Subtitles | سأذهب لهناك فقط و ألقي نظرة و لن يراني أحد |