Hayır baba, ben onlar için öldüm. | Open Subtitles | كلا يا أبي، أنا ميتٌ بالنسبةِ لهُم أليسَ كذلك؟ |
Onların rızkını sağlar... onlar için endişelenir... mutlulukları için her şeyi feda eder. | Open Subtitles | يُؤمّنُ لهُم العَيش يَقلقُ عليهِم يُضَحي بكُل شيء لسعادتِهِم |
onlar için bazı değerlendirme notları hala eksik görünüyor. | Open Subtitles | مازلتُ أفتقد بعض الدرجات التقييمة بالنسبة لهُم |
Evet, benim yaşam tarzıma saygı duymuyor olabilirler ama eminim onlar için yapabileceklerime saygı duyacaklar. | Open Subtitles | نعم، فإنهم قد لا يحترِموا ما قد حققتُ بحياتى لكِنهم بالتأكيد سيحترِموا ما سأفعلهُ لهُم |
Dünyanın sonu geldi, onlar için. | Open Subtitles | لقد انتهى العالَم بالنسبةِ لهُم |
Tüm bu yıllar boyunca sistemin içindeydin... tüm bu yıllar boyunca onlar için çalıştın, kendi türünü hapsettin... hiç kendini halkına ihanet eder gibi hissettin mi? | Open Subtitles | طَوالَ تِلكَ السِنين التي قَضَيتَها في النِظام... . طَوالَ تِلكَ السِنين عَمِلتَ لهُم تَسجِنُ فيها أبناءَ جِلدَتِك... |
Bu onlar için tahmin edebileceğimizden de önemli. | Open Subtitles | ذلكَ يعني لهُم أكثَرَ مما تعرفون |
Evet bu onlar için gerçekten güzel. | Open Subtitles | أجل، سيكون أمراً جيداً للغاية لهُم. |
- onlar için nasıl etkili olduğunu? | Open Subtitles | يُكنونَ لهُم حُباً حقيقياً؟ |
Cutler'ın onlar için uygun olup olmadığından emin değilim. | Open Subtitles | ولستُ متأكداً من أنّ مؤسّسة (كاتلر) الخيار المناسِب لهُم |
Yalnızca onlar için en iyi olanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ ما هو أفضل لهُم فقط |
Güvendeler. Bu onlar için daha iyi. | Open Subtitles | إنهم بِأمان هذا أفضل لهُم |
"Bu onlar için iyidir." | Open Subtitles | "ذلكَ أَزكى لهُم" |