"له أنّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ona
        
    Bunda biraz da benim ona nekrotiz iltihaplanma var demem etkili olabilir. Open Subtitles ربّما ضيّعتُهُ أنا حين قلتُ له أنّ الحالة هي التهاب لفافةٍ تنخّري
    ona arkadaşı iyileşecek diyen sendin. Open Subtitles أنت الشخص الذي قال له أنّ صديق سيكون على ما يرام
    ona, polisin onu yazılı ifade için savcının ofisine götüreceğini ve orada hayatına devam edemeyeceğini söyleyeceksiniz. Open Subtitles ستقول له أنّ الشرطة ستأخذه إلى مكتب المُدّعي العام لأجل الشهادة، وأنّه لا يُمكن أن يصل إلى هناك حياً.
    ona iyilerin de kazanabileceğini göstermek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أثبتَ له أنّ الخيرَ يستطيع الانتصار فعلاً.
    ona bir kahramanın da kazanabileceğini göstermek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أثبتَ له أنّ البطل يستطيع أن ينتصر.
    Konuşmayı pek sevmez ama ona gördüklerini söylemesi gerektiğini söyledim. Open Subtitles إنّه لا يُحبّ التحدّث، ولكنّي قلتُ له أنّ عليه إخباركم بما رآه.
    ona satmamın tek yolu suratına yumruk atmam olduğunu söyle. Open Subtitles قلْ له أنّ الطريقة لأبيع ستكون بسماحه لي بالقدوم إليه ولكمه على وجهه.
    Hükümet yetkilileri ona "bu kitabı yayınlama" dedi "Çok tartışılır." Open Subtitles .لم ينشر مسئولوا الحكومة ذاك الكتاب ."قالوا له أنّ "مثيرٌ جدّاً للجدل
    Ama ona hiçbir zaman Doyle'u, avukatı ya da Andrews'ü öldürmesini söylemedim. Open Subtitles لكنـّي لمّ أقل له أنّ يقتل (آندرو) أو المحامي ، أو (دويل).
    babasının salonunda olup ona açıklamalısın kızının kaçak ve teröristlerle bir bağı olduğunu. Open Subtitles يجدر بك أن تكون بمنزل والدها لتخبره وتشرح له... أنّ إبنته هاربة تقوم بأنشطة إجرامية.
    ona benim şöhretimle ürününü dünyaya sunabileceğimizi söyledim. Open Subtitles قلتُ له أنّ مع... سُمعتي، فإن بإمكاننا تقديم سُلالته للعالم أجمع.
    Sonra başka bir melek daha ona göründü ve Meryem'in başka bir adamı sevmediğini taşıdığı çocuğun Tanrı'nın Oğlu olduğunu ve onu karısı olarak tutmaya devam etmesi gerektiğini söyledi. Open Subtitles آه، ثم جاءه ملاك آخر وقال له أنّ مريم لا تحب رجل آخر... وأنّ الطفل الذي حملت به هو ابن الرب...
    ona bir üçkâğıdın Büyükanne bitti diyene kadar bitmeyeceğini söyle. Open Subtitles "قولي له أنّ الخدعة لا تنتهي إلاّ عندما تقول جدّتك أنّها انتهت."
    Klaus akıllıdır. Eğer ona Mikael'ın öldüğünü söylersek bizden kanıt bekleyecektir. Open Subtitles (كلاوس) ارتيابيّ، طالما نقول له أنّ (مايكل) مات، فسيريد دليلاً
    ona ikiz bebek beklediğini söyleyeceksin. Open Subtitles ستقولين له أنّ معكِ توأمَين.
    "ona adımın Joe olduğunu söyledim. Bu yalan peşimi hiç bırakmayacak." Open Subtitles "إذّ قلتُ له أنّ اسمي (جو)، ويا لهولها من كذبة ستؤرّقني ما حييت"
    Napolyon zamaninda iyi is çikardi ama ben ona isin sirrinin düsmanina ilk atis firsati vermemek oldugunu söylerdim. Open Subtitles حسناً، لقد قام (نابليون) بعمل جيّد في أيّامه، لكن سأقول له أنّ السر لذلك هُو عدم السماح لخصمك بإطلاق الطلقة الأولى.
    ona bunun çok tehlikeli olduğunu söyle. Open Subtitles قلْ له أنّ هذا خطير للغاية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more