Sizin benim gibi insanlar için muazzam bir reçeteli ilaç pazarı var ki eğer düşünürseniz Hiç mantıklı değil, çünkü biz bu ilaçları alamayız. | TED | هناك تسويق ضخم لوصفات الأدوية تستهدف أشخاص مثلكم ومثلي، والذي إن فكرتم به ليس له أي معنى أبداً، بما أننا لانستطيع شرائها بلا وصفة. |
Ağzından çıkanı kulağın duysun çünkü Hiç mantıklı konuşmuyorsun. | Open Subtitles | هل أنت منصتة لما تقولينه؟ لأن كلامكِ ليس له أي معنى |
Pekâlâ, pekâlâ, bu Hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | حسناً حسناً , هذا ليس له أي معنى في الواقع , إنه غباء |
Altını almadan gitmek çok anlamsız. | Open Subtitles | ليس له أي معنى الركوب راجعا دون ذلك الذهب |
Söylediklerin çok anlamsız. | Open Subtitles | ما تقولينه ليس له أي معنى |
Bunların hepsi çok mantıksız. | Open Subtitles | كل هذا ليس له أي معنى |
İyi de bu çok mantıksız. | Open Subtitles | أجل, ولكن هذا ليس له أي معنى |
Sağlıklı ve yetişkin bir geyik sürüsünün böylesine boğulması Hiç mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | قطيع بأكمله من الغزلان الأصحاء اليافين يغرقون بدون سبب هذا ليس له أي معنى |
Bu Hiç mantıklı değildi. | Open Subtitles | وهذا، هذا، هذا لم يكن له أي معنى |
Hiç mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | إن هذا ليس له أي معنى |
Bu Hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | ذلك ليس له أي معنى |
Hiç mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | ليس له أي معنى. |
Bu Hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | هذا ليس له أي معنى |
- Aman Tanrı'm! - Hiç mantıklı değil, biliyorum. | Open Subtitles | نعم هذا ليس له أي معنى |
Bu Hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | لن يكن له أي معنى. |
Bu Hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | هذا ليس له أي معنى |
Bu çok anlamsız. | Open Subtitles | هذا ليس له أي معنى |
- Bu çok mantıksız. | Open Subtitles | - هذا ليس له أي معنى |