Bayan Barone, oğlunuzun işe alınmamasının sizinle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | السيدة بارون، والسبب ابنك لا تحصل على هذا المنصب ليس له اي علاقة معك. |
Bak, olanlarin ne kadar utanc verici olduğunu biliyorum, ama bizimle bir ilgisi olmadiğini anlamalisin. | Open Subtitles | انظري, انا اعي مدى احراج الموقف هناك لكن عليك بان تتفهمي بان ذلك ليس له اي علاقة بنا |
Heparin kararının sonuçla bir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | قرار الهيبارين لم يكن له اي علاقة بالنتيجة |
Bunun, bu dava ile hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا ليس له اي علاقة بهذه المحاكمة |
Yaptıklarımın senin hayat anlayışınla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | ما افعله ليس له اي علاقة بما تسميه حياة |
Tommy'nin muhafızlarla herhangi bir ilgisi olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | . انها تعتقد بأن تومي ليس له اي علاقة بالعمل مع الحرس |
Ve Millie'nin konuşmasının o duvara dokunmak ile bir ilgisi olmadığını sen de biliyorsun. | Open Subtitles | وحديث ( ميلي ) اخيرا ليس له اي علاقة اي علاقة بلمسها للجدار وانت تعرفين ذلك |
Bunun benle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا ليس له اي علاقة بي. |
Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | انه ليس له اي علاقة مع هذا لا شيء! |
Jessica'nın yarınki ortaklar toplantısına katılmayacak olmasının bir ilgisi var mı? | Open Subtitles | هل هذا له اي علاقة |
Larson'a olanlarla bir ilgisi yok çünkü. | Open Subtitles | (ليس له اي علاقة بما حدث ل(لارسون |
Tobin'in ölümüyle ilgisi yok. | Open Subtitles | لم يكن له اي علاقة بمقتل لويس توبن |
Ve bunların seninle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | وهذا ليس له اي علاقة بك |