Onun hakkında yapılacak bir açıklama Başbakan için ağır sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | دعم علنى له قد يكون له عواقب سياسية خطيرة لرئيس الوزراء |
Onun hakkında yapılacak bir açıklama Başbakan için ağır sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | دعم علنى له قد يكون له عواقب سياسية خطيرة لرئيس الوزراء |
Bir numaralı kuralı çiğnedin, ve bunun sonuçları var. | Open Subtitles | لقد كسرت القاعده الاولى وهذا له عواقب |
Hiçbir şey yapmamanın da bazı sonuçları vardır. | Open Subtitles | عدم فعل شيء له عواقب , أيضاً |
Bir anlık zaafın pişman olacağın sonuçlar doğurur ya? | Open Subtitles | كيف ان التصرف الغبي قد يكون له عواقب وخيمة؟ |
Yani kızını yeniden diriltmeye mi çalışıyor? Mızraklardan anlamam ama size şunu söyleyebilirim ki diriltme, tehlikeli bir iştir ve her zaman bir bedeli vardır. | Open Subtitles | لا أدري شيء عن الرماح ولكن يمكنني القول بأن الإحياء هو عمل خطر ودومًا له عواقب |
Bu, çok çok gerçek ve çok ciddi sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | إنه أمر جداً، جداً حقيقي و له عواقب حقيقية جداً |
Bu, çok çok gerçek ve çok ciddi sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | إنه أمر جداً، جداً حقيقي و له عواقب حقيقية جداً |
Küresel toplum temellerine zarar verecek araçlar yerine onu inşa etmek için harcama yapmak önemli sonuçlar doğurabilir. | TED | إنفاقنا أكثر بكثير على بناء أساسيات المجتمع العالمي بدلاً من إنفاقنا على الأدوات لتدميرها يمكن أن يكون له عواقب وخيمة. |
Ancak konu gıda olunca sabırsızlık ciddi sonuçlar doğurabilir. | TED | عدا أنه عندما يتعلق الأمر بالطعام، فإن نفاد الصبر يمكن أن يكون له عواقب وخيمة. |
- Bunun olası sonuçları var... | Open Subtitles | - وهذا له عواقب المحتملة ... |
Yaptığın her şeyin sonuçları vardır Jesus. | Open Subtitles | كل ما تفعله له عواقب يا (هيسوس) |
Beni öldürmek, hayal bile edemeyeceğin sonuçlar doğurur. | Open Subtitles | قتلي له عواقب لا يمكنك حتى تخيلها |
Kraliçe'yle yatmanın da bir bedeli vardır. | Open Subtitles | النوم مع الملكة له عواقب. |