Burda çocukların bir şansı var. Şimdi, herkes için aynı. | Open Subtitles | الفتى تسنح له فرصة واحدة هنا والآن، الأمر سيان للجميع |
Dedektif aşağıda polisi bekletecek. Adamın bir şansı olmayacak. | Open Subtitles | سيكون المفتش والشرطة فى الأسفل . إنه لن يترك له فرصة |
Onca yoldan geriye dönen ilk kişisin. | Open Subtitles | أنت أول من يسنح له فرصة إعاده حياته من جديد |
Onca yoldan geriye dönen ilk kişisin. | Open Subtitles | أنت أول من يسنح له فرصة إعاده حياته من جديد |
Hiç şansı yoktu. Şimdi, beni dinle kuzen. | Open Subtitles | لم يكن له فرصة مطلقاً الآن ، استمع إليّ يا ابن العم |
Neyse ki tarih bu çocuğa eşi benzeri görülmemiş bir fırsat tanımış. | Open Subtitles | لحسن حظ الفتى، أن التاريخ قدّم له فرصة لامثيل لها.. |
bir şansı olabilir, ama orada değil. | Open Subtitles | ربما يكون له فرصة للعيش ولكن ليس ان بقي في الداخل. |
Yani, kaç erkeğin ikinci bir şansı oluyor ki? | Open Subtitles | أعني، كم شخصاً تسنح له فرصة ثانية؟ الكثيرون |
Orada olup onu büyütmesi için annesine yardım edebilseydim daha iyi bir şansı olacaktı. | Open Subtitles | ,كانت ستتوفر له فرصة أكبر ,كنت لأتواجد هناك أساعد والدته في تربيته |
Yani ben bunu yapana dek, kimsenin bir şansı olmayacak. Hemşire Evi. Ben Hemşire Lee. | Open Subtitles | لذا إلى حين أفعل ذلك، لا أحد آخر له فرصة. دار نومتوس ممرضه لي تتحدث |
Yakında ikinizin de asılmak için bir şansı olacak zaten. | Open Subtitles | كلاكما ستسنح له فرصة الشنق قريبًا جدًا |
Böyle bir şansı olmazdı. Nasıl yaptı bunu? | Open Subtitles | لم تتسنَّ له فرصة لذلك، أنّى له فعلها؟ |
Onca yoldan geriye dönen ilk kişisin. | Open Subtitles | أنت أول من يسنح له فرصة إعاده حياته من جديد |
Onca yoldan geriye dönen ilk kişisin. | Open Subtitles | أنت أول من يسنح له فرصة إعاده حياته من جديد |
Tek başına bir aslanın Hiç şansı olmaz ama tüm sürü burada. | Open Subtitles | أي أسد منفرد ليس له فرصة لكن هناك فريق كامل هنا. |
Gerçek şu ki eğer savaşmazsanız, geri kalan bizlerin de Hiç şansı olmayacak. | Open Subtitles | دكتور ، كيرنس أنا مسرور جداً أنك تقوم بذلك الحقيقة انك اذا لم تقاتل بقيتنا لن تتاح له فرصة |
Eminim kardeşine bir fırsat daha versen annen çok mutlu olurdu. | Open Subtitles | أراهن أن أمك سيكون سعيدا جدا إذا كان هذا له فرصة أخرى. |
Eğer ihtiyacı olan yardımı alırsa, onun için bir fırsat olabilir. | Open Subtitles | لو تلقى المساعدة اللازمة، فقد تصير له فرصة |