Atom Ezici, Zoom'un Onu buraya beni öldürmek için gönderdiğini söylemişti. | Open Subtitles | اتوم الجذاب، وقال انه ارسل تكبير له هنا لقتلي. |
Onu buraya gömmememiz için iyi bir sebep var mı? | Open Subtitles | أيوجد سبب وجيه لعدم دفنك له هنا |
Sakın bir daha Onu buraya getirmeye kalkma! | Open Subtitles | لا يمكنك إحضار أي وقت مضى حول له هنا مرة أخرى! |
Eğer Onu burada istiyorsan, Pauline, resepsiyonistime aramasını söyleyebilirim. | Open Subtitles | إذا كنت بحاجة له هنا يا بولين، يُمكنني أنْ أطلب من موظفة الاستقبال الاتصال به. |
Paige, Onu burada yalnız mı bırakacaksın? | Open Subtitles | بيج، كنت gonna ترك له هنا وحده؟ |
Bunca yıl sonra burada onun için artık ne var ki? | Open Subtitles | ماذا له هنا بعد كل تلك الأعوام؟ |
- Bir şey yap, Onu buraya çağır. | Open Subtitles | تفعل شيئا واحدا، وندعو له هنا. |
Pekâlâ, evet. Onu buraya getirdim. | Open Subtitles | كل الحق، طيب، نعم، طرت له هنا. |
Onu buraya getirmemin sebebi. | Open Subtitles | انها السبب في أنني جلبت له هنا. |
Onu buraya sen getirdin. | Open Subtitles | كنت أحضر له هنا. |
Caiaphas, Onu buraya getiriyor. | Open Subtitles | أنتيباس: قيافا هو جلب له هنا. |
Yaptım ve Onu buraya getirdim. | Open Subtitles | من أنا هل واحضرت له هنا. |
- Onu buraya sen getirdin... sana güvenmiştim! | Open Subtitles | أنت جلبت له هنا. لقد وثقت لك! |
Onu buraya getirin. | Open Subtitles | جلب له هنا. |
- Onu buraya alın. | Open Subtitles | - تبين له هنا. |
çatıyı güvene alın, Onu burada pusuya düşüreceğiz | Open Subtitles | أمن الغرفه يجب أن نكمن له هنا |
Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. | Open Subtitles | إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة |
Onu burada bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا فقط تترك له هنا. |
Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. | Open Subtitles | إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة |
burada onun için yapabileceğim fazla birşey yok. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير مما أستطيع فعله له هنا |