"لوضع" - Translation from Arabic to Turkish

    • koymak
        
    • koyacak
        
    • vermek
        
    • koymaya
        
    • yerleştirmek
        
    • yapmak
        
    • koymanın
        
    • koyma
        
    • bırakmak
        
    • koymam
        
    • atmaya
        
    • koymayı
        
    • bırakıp
        
    • sokma
        
    • takmak
        
    Sonradan duvar koymak için gidip 600.000 pound daha harcadılar. Şu açık sınıf çılgınlığa artık bir son verelim, lütfen. TED كان عليهم أن يعودوا وينفقوا 600,000 جنيه لوضع الجدران. دعونا نوقف هذا الجنون لفصول دراسية بفضاء مفتوح، على الفور رجاء.
    Belki bu çocuk onun içine koyacak bir mücevher bulabilir. Open Subtitles ربما هذا الرجل يمكن العثور على الحجر لوضع هذا الشيء.
    Planlarınızı tam olarak biliyorum ve buna bir son vermek için burdayım. Open Subtitles انا اعلم بالتحديد ما تخطط له و انا هنا لوضع حد له
    Belki bu kulağa çılgınca gelebilir ama battaniye için çekmece koymaya ne dersin? Open Subtitles أتدري، هذا قد يبدو جنونياً ولكن ما رأيك في اضافة درج لوضع بطانية؟
    Bu şekilde tutuklanmalarınızı perspektife yerleştirmek için bir fırsatınız olmaz. Open Subtitles و لن تنال فرصة بتلك الطريقة لوضع إعتقالاتك بالسياق الصحيح
    Örneğin eğer kaldırımın uçlarına sağa doğru bir bina yapmak istiyorsanız, TED ما هي الطرق الأخرى لوضع نفس القدر من المساحة على الموقع؟
    Herşeyin üzerine bir fiyat koymanın en aşındırıcı etkilerinden birisi ortaklık ile ilgilidir, hepimiz birlikte bu konunun içindeyiz hissi. TED أحد أكثر الآثار المدمرة لوضع تعرفة لكل شيئ هو القواسم المشتركة، الشعور بأننا جميعاً في هذا الشيئ سوياً.
    Güneş panelleri ve yönetmeliklere vergi koyma teşebbüsünde TED لقد جندوها في هذا الجهد لوضع ضريبة على أنطمة وألواح الطاقة الشمسية.
    Her zaman kötü değildi. Kin ve intikamı arkanda bırakmak için asla çok geç değildir. Open Subtitles الوقت لا يفوت دائماً لوضع جراحنا وإنتقامنا خلفنا
    Bugün, blok zincirine arazi tapuları koymak adına, şirketler hükûmetlerle beraber çalışıyor. TED لذلك تعمل الشركات اليوم مع الحكومات لوضع عناوين الأراضي على سلسلة الكتل.
    Yemek pişireceğin bir şeyi zehrin altına koymak çok akıllıca. Open Subtitles هل هو مكان جيد لوضع شيء يطبخ الطعام اسفل سم؟
    Ceseti uçağa koymak, kanı temizlemek ve cesedi uçaktan atmak. Open Subtitles لوضع الجسد في الطائرة غسل الدم ودفع الجسد عن الطائرة
    Biliyorsunuz parayı araştırma fonu dışında koyacak daha iyi bir yer bilmiyorum. Open Subtitles أتعرف، لا يمكنني التفكير في مكان أفضل لوضع أموالك من تمويل الابحاث
    Ve unutmayalım ki: bir hayal için minimum şart başınızı koyacak güvenli bir yerin olmasıdır. TED ولئلا ننسى: أن الحد الأدنى من متطلبات الحلم هو مكان آمن لوضع رأسك.
    Tüm faaliyetlere usulüne göre son vermek ve herkese şirket içinde yeni işler bulmak aylar sürdü. TED استغرق الأمر عدة أشهر لوضع كل الأنشطة على نهاية راسخة وإيجاد وظائف جديدة في الشركة للجميع.
    Bu belirsizliğin onları atomun tam ortasına bir paradoks koymaya zorladığını farkettiler. Open Subtitles إدراكهم لمبدأ عدم التأكد دفعهم لوضع عبارة مناقضة للعقل في صميم الذرة
    O yüzden daha etkileşimli bir hâlini yaptım ve 3B alana yıldızları yerleştirmek için, onların ders esnasında zamandaki yerlerini kullandım ve birkaç basit yazılım ve bir Kinect ile derse girebiliyorum. TED لذلك صنعت نسخة أكثر تفاعلا، وطريقة القيام بذلك هي استعمال موضعها الزّمني في المحاضرة لوضع هذه النجوم في فضاء ثلاثيّ الأبعاد، و بمساعدة برمجيّة خاصّة وكنيكت، أستطيع أن أخطو إلى داخل المحاضرة.
    - Sadece plan yapmak için zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Open Subtitles نحن فقط نقول أننا بحاجة لمزيد من الوقت لوضع خطة
    Ve yap-bozun son parçasını yerine koymanın ödülü ucu bıçaklarla dolu bir çeşit mızrakla öldürülmek. Open Subtitles والمكافأة لوضع أخر قطعة باللغز أن تُخوزق من قبل حشية دائرية من السكاكين
    Sanırım onun işleri yoluna koyma şekli böyleydi. Open Subtitles نعم، كان طريقها لوضع الأمور في نصابها، أفترض
    Yumurta bırakmak için onların bedenini kullandı. Beden sıvısını, çoğalmak, üremek için kullandı. Open Subtitles يستعمل أجسامهم لوضع بيضته الخاص، يستعمل الجسم محتوى ماء لإعادة إنتاج نفسه، لجعل نفسه ثانية.
    Lorenzo Massangale yeni yerine, yeni bir resim serisi koymam için başımın etini yiyor ve düşündüm de, belki sen ve Lois bir davetiye istersiniz. Open Subtitles ان لورينزو يضغط علي لوضع سلسلتي الجديده من الصور في مساحته المخصصه له في المعرض وانا اعتقد انك ولويس تريدون دعوه حضور
    K.M. Burns'ü hapse atmaya geldiklerinde içeri kanarya girecek. Open Subtitles لذا عندما يأتون لوضع سي إم بيرنز في السجن العصفور هو الذي سيذهب
    Kediyi dışarı koymayı unutma, canım. Open Subtitles نعم، اه، هذا هو قبعتي. المرأة: لا ننسى لوضع القط خارج، يا عزيزي.
    Küçük fantezilerini bırakıp gerçek dünyaya dönme zamanı. Open Subtitles حان الوقت لوضع تخيلاتك الصغيرة بعيداً و العودة إلي الأرض
    Üzülme. Spor salonundan Tae Joon'un burun deliklerine hava sokma göreviyle geldim. Open Subtitles لا تقلق ,جئت من مقر الرياضة مع بعثة لوضع الرياح في خياشيم كانغ تاي جون
    Araba kapılarına kilit takmak gerektiğini bin kere söyledim. Open Subtitles أخبرتك مرارا بأننا نحتاج لوضع جهاز أقفال لأبواب السيارات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more