Annemle geç saatlere kadar yeni fikirlerimizle birbirimize ilham veriyorduk. | TED | كنتَ أبقى مع والدتي لوقتٍ متأخر نتحدث عن آخر أفكارنا ونلهم بعضنا البعض. |
Büyük ihtimalle geç saatlere kadar kalamam anlyıor musun? | Open Subtitles | لربما لا يجدر بي السهر لوقتٍ متأخر, تعلمين؟ |
geç saatlere kadar çalışacağını söyledi. Eminim çok meşguldür. | Open Subtitles | تعلم، قال أنه سيعمل لوقتٍ متأخر لذا أنا واثقة أنه مشغول وحسب |
Kötü yanı karaoke, ama geç saate kadar açık olan yakındaki tek yer eğer Tiyatro Bölgesi'ne gitmek istemiyorsan. | Open Subtitles | بالأسفل هنالك الكاريوكي,ولكن هنالك مكانٌ واحد قريب يفتح أبوابه لوقتٍ متأخر إلا إن أردت الذهاب لمسرح الحي. |
Derste olduğunu biliyorum bu gece geç saate kadar çalışacağımı söylemek istedim. | Open Subtitles | أعلمّ أنك بالصف، أردتك أن تعلم فقط سيبدو أنن سأعمل لوقتٍ متأخر هذه الليلة. |
- Üzgünüm, Sayın Yargıç. İhtiyaç hâlinde mahkemeyi geç kapatmaya yetkim var. | Open Subtitles | لديّ السُلطة بأن ابقي ،المحاكمة تستمرّ لوقتٍ متأخر .لو |
İşte, biliyordum. Onların geçe geç saatlere kadar kalıp korku filmi izlemesine izin vereceksin. | Open Subtitles | بالطبع، أعرفكِ، تدعيها يسهران لوقتٍ متأخر ويشاهدا أفلام الرعب |
Ucuz yiyecek ve içecekler, geç saatlere kadar açık ve... ..işi olanlar iş sonrasında buraya sosyalleşmeye geliyor. | Open Subtitles | مع وجود طعام وشراب سهل الدفع ويفتح لوقتٍ متأخر, والطاقم يأتي هنا بعد العمل ليختلطو اجتماعيًا. |
Hâlâ dünkü elektrik kesintisini telafi etmeye çalışıyoruz ama adamları geç saatlere kadar çalıştıracağım ve bu durumu Pazara kadar eski seviyeye geleceğiz. | Open Subtitles | مازلنا نحاول هذا بعد إنقطاع الطاقة أمس لكنِّي سأبقيهم يعملون لوقتٍ متأخر وأتوقع أن ننتهي بحلول يوم الأحد |
Ama dün geç saatlere kadar çalıştık ve sana sabah geç gelmeni söyledim. | Open Subtitles | ،حسنٌ , أجل, لكن لقد عملنا لوقتٍ متأخر البارحة .ولقد أخبرتكِ بأن ترتاحي بالصباح |
- Orda sizi geç saatlere kadar çalıştırıyorlar. | Open Subtitles | جعلوكم تعملون لوقتٍ متأخر بذاك المكان |
geç saatlere kadar çalisma. Eve dönerken de atistiracak seyler al. | Open Subtitles | "سأعمل لوقتٍ متأخر, سأجلبُ معي الطعام فيطريقعودتيللمنزل" |
Hayır, bazen geç saatlere kadar çalışıyorum. | Open Subtitles | كلا، كلا بعض الأحيان أعمل لوقتٍ متأخر. |
Evet, gece geç saatlere kadar çalışıyorum. | Open Subtitles | أجل، كنتُ أعمل لوقتٍ متأخر كثيرًا |
Hergün, gece geç saatlere kadar çalışmak zor olsa gerek. | Open Subtitles | لابد أن العمل لوقتٍ متأخر صعب |
Çünkü bölüm toplantısına hazırlanmak için geç saate kadar hastanede kalacağım. | Open Subtitles | لأنّني سأبقى هُنا لوقتٍ متأخر لأجهز لإجتماع القِسم |
Erkenden geleceğim, gece geç saate kadar kalacağım çünkü hayat, en iyi arkadaşım dediğin o sakallı sarılma canavarına rastlama ihtimâli olmadan bu hastanenin koridorlarında dolaşmak yerine ailemle zaman geçirecek kadar uzun değil. | Open Subtitles | سأحضر مبكراً, وسأبقى لوقتٍ متأخر! لأن الحياة شديدة القُصر على قضاء اليوم بتوثيق العلاقة مع أسرتي.. عندما يمكنني أن أجوب أروقة هذه المستشفى |
geç saate kadar çalışması lazımmış. | Open Subtitles | يتوجب عليه العمل لوقتٍ متأخر. |
- Üzgünüm, Sayın Yargıç. İhtiyaç hâlinde mahkemeyi geç kapatmaya yetkim var. | Open Subtitles | لديّ السُلطة بأن ابقي ،المحاكمة تستمرّ لوقتٍ متأخر .لو |