"لولاك" - Translation from Arabic to Turkish

• olmasaydın
• olmasan
• sensiz
• Siz olmasaydınız
• olmadan
• olmasaydı
• olmazdı
• olmazdım
• olmayacaktı

Yine de, sen olmasaydın, hayatta olup bir şeyler söyleme şansım bile olmayacaktı.
على كل حال, لم اكن سأصبح على قيد الحياة لأقول اي شيء, لولاك

Sen olmasaydın, asla çok çalışmazdım başarılarım olmazdı ve asla...
لولاك لما عملت بصعوبة و لما انجزت ما انجزته الان

Sonunda şunu anladım ki sen olmasaydın, hayatım tamamen farklı olabilirdi.
وفي النهاية فهمت أن مسار حياتي كان ليصير مختلفاً تماماً لولاك

Bana göre, sen olmasan, ...şu anda yatağımda uyuyor olurdum.
من وجهة نظري، أني لولاك لكنت نائماً في سريري الآن

Bunu pek sık söylemiyorum Pauline ama sensiz başaramazdım.
لا اعبر عن هذا كثيراً يا بولين لم اكن لانجزه لولاك

Elbette duyduk. Şunu da söylemeliyim ki, Siz olmasaydınız, hiçbirimiz burada olmazdık.
بالطبع سمعت عنك، ويجب أن أقول أنه لولاك لما كان أينا هنا

Öyle mi? Pekala tamam ama sen de benimle gelirsen? Sen olmadan bunların hiçbirini yapamazdım, evlat.
حسناً، لكن فقط لو رافقتني فلم أكن لأحظى بأيّ من هذا لولاك

Senin için olmasaydı, yaşayamazdım bile. Ama gidiyorum.
و لولاك ما بقيت على قيد الحياة لكني سأذهب

Sen olmasaydın bir sürü hata yapacaktım.
أتعلمين، لولاك لارتكبت الكثير من الأخطاء

Teşekkürler Denis. Sen olmasaydın asla...
شكراً لك دنيس، لولاك لما أجل، لا بأس، ها أنت تبدأ من جديد

Sen olmasaydın asla... - Tamam, tamam. Al işte.
شكراً لك دنيس، لولاك لما أجل، لا بأس، ها أنت تبدأ من جديد

Eğer sen olmasaydın, geçen 10 sene içinde başıma gelen inanılmaz şeylerin hiçbirigerçekleşmezdi.
لا شيء مدهش مما حدث لي يالسنوات العشر الاخيرة كان سيحدث لولاك

Eğer sen olmasaydın, uzay mekiğinin varlığından haberim bile olmayacaktı.
لولاك ما كنت عرفت أبداً بوجود السفينة الفضائية

Sen olmasaydın makbuzlarla dolu bir ayakkabı kutusunun başında hıçkırıuyor olacaktım.
لولاك لكنت أنتحب فوق علبة أحذية مليئة بالإيصالات

Şu anda derimin altında kırık cam varmış gibi hissediyorum,ve eğer sen olmasaydın, evin yolunu tutmuş olurdum.
حسنا، الآن أحسّ و كأنّ هناك زجاج مكسّر تحت جلدي و لولاك أنت لكنت في وطني الآن

Benimle olduğuna çok mutluyum. Sen olmasan kesin uyurdum.
أنا مسرور أنك معي لولاك لكنت ذهبت في نوم عميق

Kuşkusuz sen olmasan burada olamazdık.
نحن بالتأكيد لا يجب أن نكون هنا موجودين لولاك

- Sen olmasan da çözerdim. - Seni dışarıda tuttuğum için üzgünüm.
ماكنت لأعرف ذلك لولاك أعتذر لأني سلبتك ذلك

sensiz geri dönemezdim.
لولاك لما تمكنت من العودة لـ "هونج كونج"

Bunu sensiz yapamazdım.
لم أكن لأحقق ذلك لولاك

Siz olmasaydınız ben bir hiçtim.
يمكنك أن تفعل ، لأنه لولاك لكنت رجل دين وضيعاً

Bunların hiçbiri sen olmadan mümkün olmazdı. - Ve?
اعني اني ايا من هذا لم يكل ممكنا لولاك

Diyeceğim; sen olmasaydın ben de burada olmazdım.
أقصد أنه لولاك لما كنت موجوداً هنا