"لونها" - Translation from Arabic to Turkish

    • rengi
        
    • renkli
        
    • renkte
        
    • rengine
        
    • renkti
        
    • renkleri
        
    • renginin
        
    • renklerini
        
    • renk
        
    • renginde
        
    • mor
        
    • model
        
    • rengini
        
    rengi kaygı verici şekilde kararıyor, ve yüzeyi tepeli ve kraterli bir uzaylı topoğrafyasına doğru sertleşiyor. TED يتغير لونها إلى الأغمق ويقسى سطحها ليتحول إلى تضاريس غريبة من القمم والحفر.
    Köpekbalığı derisinden. Kolumu oynatınca rengi değişiyor. Open Subtitles انها كجلد القرش,انظر كيف يتغير لونها عندما احرك ذراعي
    Sürtünme izi yok. rengi bile gitmemiş. Open Subtitles لا اثر لعلامات جر القدمين ولم يتغير لونها حتى
    - Bir keresinde gri renkli olanlardan almıştın. Open Subtitles النقانق التي كنت تشترينها كان لونها رماديا
    Onu sadece çikolatalı kekle aynı renkte olduğu için seviyorsun. Open Subtitles أنت معجب بها لأن لونها نفس لون الفطائر المحلاة فحسب
    Tuhaf rengine rağmen bilim insanları onun bir asteroid parçası olduğunu sandılar. Open Subtitles ..وعلى الرغم من لونها الغريب إفترض العلماء أنها كانت قطعة من كويكب
    Eskiden astım ilacı pazarlardım. Onunki ne renkti? Open Subtitles إعتدت توزيع عبوات الإستنشاق ماذا كان لونها ؟
    Bir bakıma ateş sonbaharda renkleri değişen yapraklar gibi, olgunlaşan bir meyvenin kokusu veya ateş böceğinin yanıp sönen ışığı gibi. TED بطريقة ما، النار مثل الأوراق التي يتغير لونها خلال فصل الخريف، رائحة الفواكه وهي تنضج، أو الإضاءة اللامعة لليراعة.
    rengi muhtemelen sarı. Open Subtitles أنك ستحصلين على كنزة مصنوعة يدوياً ، لونها أصفر
    rengi pek güzel değil ama, içi çok rahat. Büyük bir araba bilirsin ? Open Subtitles لونها ليس جيد, ولكن هى واسعة, إنها سيارة كبيرة,أتعرفى؟
    Siyah olduğu sürece istediğiniz rengi seçebilirdiniz. Open Subtitles ومن الممكن أن تحصل على أيّ لون طالما كان لونها أسود
    Hova, iksirin renk değiştirmesi gerekiyordu. rengi değişmiyor. rengi değişmiyor! Open Subtitles الخلطة المفروض أن يتغير لونها لا يتغير لونها , لا يتغير لونها
    Bak ona, rengi henüz kırmızıya dönmedi Open Subtitles انظر إليها لونها لا ينحول إلى الأحمر حتى
    Dostum, çölde bir çiçek buluyorsun ve sen rengi ne diye soruyorsun! Open Subtitles يا رجل ، زهرة متفتحة بالصحراء وتسألني ما لونها ؟
    asfalt bir pistte çıkardılar, ve orada kırmızı,mavi,beyaz renkli bir uçak vardı. Güzeldi. TED أوصلوني لأرضية المدرج، وكانت هناك طائرة ، لونها أحمر ، أبيض و أزرق. كانت جميلة .
    Bir adet siyah deri ceket... bir plastik tarak, mavi renkli... iki adet perçinli bileklik, siyah renkli... ve bir adet ruj, alev kırmızısı renginde. Open Subtitles سترة جلدية واحدة، لونها أسود... مشط بلاستيكي واحد، لونه أزرق... أسورتين يد جلدُ لون أسود...
    Sarı renkte görünenlerse yıldızları ve galaksileri oluşturan sıradan maddedir. TED والاشياء التي لونها أصفر هي المواد الاعتيادية التي تحولت الى نجوم ومجرات.
    Bir dakika içinde, şu pastayı keseceğiz ve içinin rengine göre küçük bir kızımız mı yoksa adam gibi bir oğlumuz mu olacak, göreceğiz. Open Subtitles بعد دقيقة سنقطع الكيك وبحسب لونها سنعرف إن كنا سنربي
    Dur bir dakika, yeşil renkti ya da altın sarısı. Open Subtitles لا، إنتظر. لقد كان لونها أخضر. أو ذهبي.
    Bir tür enfeksiyon. Oodların göz renkleri değişiyor. - İçki ver. Open Subtitles نوع من العدوى عيون الأود تغير لونها حرفيا
    Fakat böylesi sıçramaların daima bir ışık dalgası ürettiğini ve bu dalganın renginin de yörüngeler arasındaki enerji farkıyla eşleştiğini biliyoruz. Open Subtitles مانعرفه هو أن مثل هذه القفزات تُنتج دائما موجة ضوئية لونها يُقارب فرق الطاقة بين المدارات
    Örümcekler ortama uyum sağlamak için renklerini değiştirebiliyorlar. Open Subtitles يمكن للعناكب أن تغيِّر لونها لتندمج في محيطها حقاً؟
    Biliyorsunuz, örümcekler bulundukları çevreye uyum sağlamak için renk değiştirirler. Open Subtitles تعرفي, هناك عناكب يمكن أن تغيّر لونها للمزج في بيئتهم.
    - Ruju. Mercan şeftali renginde dudakları vardı. Open Subtitles الشفاه، أعتقد أنّ لونها يشبه الخوخ المرجاني.
    Oradan geçenler adamın mor ve yeşil haplar içtiğini görmüş. Open Subtitles قال الشهود أنّهم رأوه يبتلع حبوب لونها بين الأخضر والأسود
    2002 model beyaz bir Ford F150 pikap buldum. Open Subtitles وجدت سيارة فورد من انتاج 2002 لونها ابيض يا الهي.
    Ama herkes bilir ki kesik bir kulak rengini kaybeder. Open Subtitles لكن أي شخص يعرف ذلك تفقد الأذن المقطوعة لونها لا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more