Bir an için iki kampa bölünmüş bir dünya düşünün. | TED | حسنا , فقط تخيل العالم لوهلة , ينقسم إلى معسكرين |
İşte bu yüzden ninemle Biraz ayrı kalmaya karar verdik. | Open Subtitles | على أية حال ، لهذا قررت أنا وجدتي الإفتراق لوهلة |
Gece vardiyasına git ama bir saniye için bile gelip seni kurtaracağımı düşünme. | Open Subtitles | قومي بالمناوبة الليلية و لكن لا تظني لوهلة أنني سآتي لأتقذك |
Bir saniyeliğine ayrıldı, buraya geleceğini sandım... ve sonra da arabaya geri döndü. | Open Subtitles | خرج للحظة وظننت لوهلة أنه قادم باتجاهنا ثم عاد للسيارة أعتقد أنه ثمل |
Bu yolculukta uzun bir süre tam anlamıyla kendi başımızaydık. | TED | لقد كنا لوحدنا تمامًا في هذه الرحلة لوهلة من الزمن |
Ama anlatmadan önce, şu çizelge üzerinde bi dakika düşünmenizi istiyorum. | TED | و لكن قبل أن أفعل ، أريدكم فقط أن تتأملوا هذا الرسم البياني لوهلة. |
Bir anlığına, ona herşeyi anlattığını dahi düşündüm... ve seninle karşılaşmasını ayarladığını. | Open Subtitles | وظننت لوهلة أنك أخبرته بكل شيء ورتبت للقائه |
Bir dakikalığına orada sorunların var sanıyordum, Robbie. | Open Subtitles | ظننت لوهلة انه سيكون لديك مشكلة هناك يا روبي |
Bir an için park yerine ineceğini ve onlara yemek servisi yapacağımı sandım. | Open Subtitles | اعتقدتُ لوهلة أنّها ستهبط في موقف السيّارات و سيطلبون أنْ أقدّم لهم الطعام |
Ve size söylemem lazım, bir an için korktum. | TED | وللحقيقة علي أن أصارحكم، لقد أخافني هذا الكلام لوهلة. |
Ama bir an için başka tarafa döndüm ve o bir akıntıya kapılıp iskeleye doğru sürüklenmeye başladı. | TED | لوهلة سهيت عنه حتى علق في دوامة بحرية وبدأت تسحبه |
Şimdi Biraz, bundan sonra ne olduğunu, yani oyunuzu sandığa attıktan sonraki kısmı düşünelim. | TED | حسناً، ما أريد التفكير به لوهلة هو ما يحدث عقب ذلك، بعد أن ترمي بصوتك داخل صندوق الإقتراع. |
Eğer Biraz daha beklerlerse acı fasulyeden kırmızıya dönüştüğümü de görürler. | Open Subtitles | حسناً , اذا هم انتظروا لوهلة , سيوف يرون هذا الشيء تحوّل الى فاصوليا حارة |
Beyler, lütfen bir saniye bile olsa hedeflerimizden şaşmayalım. | Open Subtitles | وأرجوكم، أيّها السادة دعونا لا نغفل لوهلة عن أهدافنا، |
Onun yerinden olsaydım seni gözümün önünden bir saniye bile ayırmazdım. | Open Subtitles | وإن كنت بمكانه، لم أكن لأدعكِ تغيبي عن ناظري لوهلة. |
Dekins bir saniyeliğine kör oldu sonra güldü ve Andy'nin elini sıktı. | Open Subtitles | أغمض ديكنز عينيه لوهلة ثم ضحك و صافح أندى |
Dinle, bir saniyeliğine de olsa tökezlersen seni öldürürler. | Open Subtitles | أسمعي، إذا غفلتِ لوهلة .أنهم سوف يقتلوكِ |
Ama, bir süre için, kötü bir şansım olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | لكن لوهلة نسيت أن كل ما لدي هو الحظ السييء |
Bir dakika konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | دعني أتحدث معكَ، هل تسمح لي بالحديث معكَ لوهلة ؟ |
Bir anlığına oda servisinin anlamı değişti sandım. | Open Subtitles | خلت لوهلة أنّ خدمة الغرف أخذت منحى جديداً |
Fakat benim önce bir kaç dakikalığına odama gitmem lazım. | Open Subtitles | ذلك سيكون رائعاً، لكن عليّ أولاً .الذهاب لغرفتي لوهلة و أرجع لكما |
En azından bir süreliğine sana ilgilenecek bir şey verdim. | Open Subtitles | وأعطيتك ما تهتم به أو على الأقل لوهلة من الزمن |