"ليبقى" - Translation from Arabic to Turkish

    • kalsın
        
    • kalacak
        
    • kalmak
        
    • kalması için
        
    • olsun
        
    • devam
        
    • olmak için
        
    • dursun
        
    • tutmak
        
    • tutması
        
    • kalmasına
        
    Greendale Kampüs Televizyonu'nun yayında kalmasına yardım etmek isterseniz, ekranınız açık kalsın. Open Subtitles إذا أردتم مساعدة تلفاز جريندييل ليبقى على الهواء و للحفاظ على الأضواء
    Orada ona ihtiyacım yok, burada seninle kalsın daha iyi. Open Subtitles لاداع ليبقى معي بالأسفل يجب أن يبقى معك هنا
    kalacak bir yere ihtiyacı olursa sorun değil. Burada kalabilir. Open Subtitles اذا احتاج مكاناً ليبقى فيه لا بأس, بإمكانه البقاء هنا
    Uzun yolculuklarda ayakta kalmak için ne içiyormuş tahmin edin? Open Subtitles خمني ماذا كان يشرب ليبقى مستيقظًا خلال رحلاته الطويلة ؟
    Bu süperiletkeni, yeterince uzun süre soğuk kalması için sarmıştım. TED لدي هنا موصلٌ فائقٌ، قمت بلفه ليبقى بارداً لزمنٍ طويلٍ.
    ... onunda insanlarla konuşacak bir telsizi olsun. Open Subtitles . . ويَبقي راديو ليبقى على إتصال مَع الناس.
    Robert, okul, iş ve arkadaş çevresi ile ilişkisini devam ettirmeye çabaladı. TED كافح روبرت ليبقى على تواصل مع الأشخاص من المدرسة والعمل والأصدقاء.
    Kıskanıyorlar çünkü babam annelerini benim annemle birlikte olmak için terk etti... Open Subtitles ...إنهم غيورين لإن ...أبي هاجر أمهم ليبقى مع أمي
    Geride dursun herkes. Open Subtitles ليبقى الجميع بالخلف.
    Johnson açlık grevinde. Onu canlı tutmak için zorla besliyorlar. Open Subtitles جونسون من المضربين عن الطعام القوات المسلحة تطعمه ليبقى على قيد الحياة
    Peki, gidelim artık. Bırakalım o kalmak istiyorsa kalsın. Open Subtitles هيا أستمر, أتركهُ ليبقى إذا كان يريد ذلك
    - Herkes olduğu yerde kalsın. - Neler oluyor? Kızım alt katta. Open Subtitles ـ ليبقى الجميع في مكانه ـ أبنتي نزلت للطابق السفلي
    Herkes yerde kalsın yoksa kurşunu yersiniz! Open Subtitles ليبقى الجميع بالأسفل أو سيحصل على رصاصة.
    ...kızı ona kalacak bir yer verir mi görmeye gitti. Open Subtitles لقد ذهب ليرى إن كانت إبنته ستعطيه مكان ليبقى فيه
    kalacak yer arayan birini arıyordu. Open Subtitles لقد كان يبحث عن أي شخص يحتاج إلى مكان ليبقى فيه
    Bu işte uzun süre kalacak kadar iyi değildi, ...ama çabucak kovulacak kadar da kötü değildi. Open Subtitles لم يكن جيدا كفاية ليبقى في هذا العمل مدة طويلة ولكنه لم يكن سيئا كفاية ليتم طرده بسرعة
    Yeteri kadar iyi değilim, kalmak için de yeterli değilim. Open Subtitles وأنا لا أملك ما فيه الكفاية، بالتأكيد ليس كافياً ليبقى.
    İlki, herkes hayatta kalmak için gerekli temel ihtiyaçlara sahip mi: Yiyecek, su, barınma, güvenlik? TED الأول: هل لدى كل شخص الاحتياجات الأساسية ليبقى على قيد الحياة: مثل الغذاء والماء والمأوى والأمان؟
    İdare ederiz. Evet, ama sen benim iznimi almadan benim evime kalması için birini davet etmeseydin idare etmek zorunda kalmazdık. Open Subtitles ولكن ما كنا لنفعل، إن لم تصر على دعوه أحدهم ليبقى هنا بدون موافقتي
    Kurtulan biri olduğunda para karşılığında ya da başka şekillerde sessiz kalması için ikna etmemiz gereken biri ortaya çıkmış oluyor. Open Subtitles وعندما يكون لديك أناساً على قيد الحياة ولديك شخصاً ربما يقتنع مالياً أو بوسائل أخرى ليبقى صامتاً
    dua edelim ki o bunu bilmiyor olsun demek istediğiniz eğer o biliyorsa... aklımı okuyabilir mi? Open Subtitles صلوا ليبقى جاهلا بذلك أتعنى أنه لو علم بأمر ذلك سيكون قادرا على قراءة أفكارى
    Hepsini aslında Ava'nın benim sayemde alıştığı lüks hayata devam etmesi için yapıyordum. Open Subtitles اى شئ ليبقى ايفا فى المستوى الذي تعودت عليه والذى شكرتنى كثيراً عليه حتى اصبح معتاداً
    Kumarhane benimle aynı tarafta olmak için sıkı çalışır, bu yüzden onlara haftasonu kimin girip kimin çıktığıyla ilgili sorun çıkarmam. Open Subtitles الكازينو يعمل بجهد ليبقى على جانبي الطيب لذا لا اقوم بمشاكل للقوم الذين يلقون نظرة دقيقة عن المكان هناك طوال عطلة نهاية الأسبوع
    Herkes yakın dursun. Open Subtitles ليبقى الجميع قريبون
    Zihnini uyanık tutmak için oksijen kullanılacağını biliyordu. Open Subtitles لقد عرف عنه أنه يستخدم الأوكسجين ليبقى ذهنه نشيطاً
    Ayrıca göğsümü sıcak tutması için ceketimin içine eski gazete kağıtları da koyardım. Open Subtitles أى شيىء. وأيضآ أضع صحيفة داخل معطفى ليبقى صدرى دافئآ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more