Dijital dünya bize kendimizi daima meşgul, ebediyen meşgul olarak hissetmemiz için planlanmış. | TED | يتآمر العالم الرقمي ليجعلنا نشعر بأننا مشغولون إلى ما لا نهاية، مشغولون دائمًا |
Mir, ona benzediğini düşünmemiz için bu saçları bota yerleştirmiş. | Open Subtitles | في القارب ليجعلنا نعتقد أن هذا ما يبدو عليه شكله |
Taam edeceklerimiz için Tanrı bizleri şükranla doldursun. | Open Subtitles | من أجل ما سنحصل عليه ليجعلنا الرب ممتنين |
Yiyeceğimiz yemekler için çok müteşekkiriz, Tanrım. | Open Subtitles | لأجل ما سنأكله الآن ليجعلنا الرب شاكرين حقاً |
Thor insanlarımızı buraya getirdi , bunu bizi güvende tutmak için yaptı. | Open Subtitles | ثور أحضرنا الى هنا وصنع هذه ليجعلنا آمنين |
Hepimizi birbirimize düşürmek için akıllıca bir yol. | Open Subtitles | إنها طريقة ذكيّة ليجعلنا ننقلب على بعضنا |
Hepimizi birbirimize düşürmek için akıllıca bir yol. | Open Subtitles | إنها طريقة ذكيّة ليجعلنا ننقلب على بعضنا |
Toby'nin elinde, bizimle uğraşmak için her türlü neden var. | Open Subtitles | توبي لديه كل الأسباب ليجعلنا نعيش وقتا عصيبا |
Yani hastaları içeride, bizi dışarıda tutmak için tüm önlemleri alabilir. | Open Subtitles | ليستطيع إستخدام كل الوسائل المصممة لإبقاء المرضى بالداخل ليجعلنا نحن فى الخارج بعيدا على الواقع |
Ellerimi erkeklerin orasına burasına sürdüğüm için espriler yapıp bizi güldürecek şimdi. | Open Subtitles | هنا ليجعلنا نضحك جميعا على طرفة مضحكة عن يدي التي كانت على أعضاء رجل. |
"Felaket, bizi kederlendirmek için değil kendimize getirmek için üzmek için değil bizi bilgilendirmek için gelir." | Open Subtitles | البلاء يصيبنا ليس ليحزننا,لكن ليجعلنا صاحيين ليس ليشعرنا بالأسف,بل بالحكمة |
Şey, sadece katilin... ama yeşil ışık için yeterli, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، للقاتل فقط لكنذلككافياً.. ليجعلنا نحصل على الأذن، اليس كذلك؟ |
Dava için hepimizi birleştirdi. | Open Subtitles | وأبعد من ذلك، ليجعلنا نتشارك سويًا من أجل القضية. |
Kırpılıp içine bir parçacık havyar konan yumurta güvensiz ve hayal gücünden yoksun bir şefin hesabı kabartmak için bahanesi olabilir. | Open Subtitles | بيضة مهلهلة مُزينة بالكافيار المُمِل الذي هو عُذر كل طاهي ليجعلنا ندفع أموالاً زائدة مقابل إنعدام ثقته، وضحالة خياله |
Bize verdiklerin için minnettarız Tanrı'm. | Open Subtitles | ليجعلنا الربّ شكورين لما نحن على وشك تلقّيه. |
İkimiz birden tetikçi olmamız için bu herifi bu kadar önemli kılan şey ne? | Open Subtitles | إذن, ما المميز في هذا اللعين ليجعلنا نتولى أمره نحن الإثنان؟ |
Özür dilemeye çalışırken, göz hizasından art arda geçen twitlerden bazıları şöyle: "Jonah Lehrer onu affetmemiz için bizi sıkıyor." | TED | وكانت بعض التغريدات تتعاقب أمام ناظريه، أثناء محاولته لتقديم الإعتذار: "جونا ليرر، يسبب لنا الملل ليجعلنا نسامحه ." |
Bugün bu tüp, evrenin anlaşılması için, parçaçık fiziği alanında yeni kapıların açılmasına yardımcı oluyor, çünkü bu tüp aynı zamanda ilk ve oldukça basit bir parçacık ivmelendiricisi. | TED | الآن، طَرْح هذا الأنبوب أيضًا فتح لنا الأبواب ليجعلنا نفهم الكون ومجال فيزياء الجسيمات، لأنه أول مُسرِّع جسيمات بسيط جدًا. |
Burayı bizim için yaptı... mutlu olmamız için...sevmemiz için. | Open Subtitles | صنع هذا المكان لنا ليجعلنا سعيدون ونحب |
- İmanımızı sınamak için, ve elimizde olanların kıymetini bilebilelim diye. | Open Subtitles | - ليختبرَ إيماننا و ليجعلنا نُقدِّر الخيرَ فينا |