Sanırım onun hakkında yanılmışım. Olduğunu düşündüğüm kadın değil. | Open Subtitles | أعتقد أنني كنت مخطئاً بشأنها، ليست المرأة التي حسبتها |
Kesinlikle bir yıl önce tanıştığım kadın değil. | Open Subtitles | بالتأكيد إنّها ليست المرأة التي إلتقيتها قبل عام. |
Kendim için hayal ettiğim tarzda bir kadın değil. | Open Subtitles | إذا أنا أتزوجها انها ليست المرأة التي في بالي |
Ama onun düşündüğü kadın değil. | Open Subtitles | ولكن ليست المرأة التى إعتقدتها. |
Otoparktaki kadın değil. | Open Subtitles | إنها ليست المرأة من موقف السيارات |
Korkman gereken o kadın değil. | Open Subtitles | ليست المرأة التي يجب أن تخشاها |
- Tanıdığım kadın değil. | Open Subtitles | حسناً، ليست المرأة التي عرفتها |
O kadın benim istediğim kadın değil. | Open Subtitles | ليست المرأة التي كنت أريد. |
Bu o kayıp kadın değil, o lanet katillerden biri! Jack! | Open Subtitles | إنها ليست المرأة المفقودة |
Beni kandıramazsın Richard. İkimiz de biliyoruz ki Lucinda, sana yetecek bir kadın değil. | Open Subtitles | أنتَلنّتخدعنى،(ريتشارد)،كلانانعلمأنّ ، (لوسيندا) ليست المرأة الكفيلة بإرضائكَ. |
Benim çarptığım kadın değil bu. | Open Subtitles | هذه ليست المرأة التي صَدمتٌ |
Sevdiğim kadın değil o. | Open Subtitles | إنها ليست المرأة التى أحها |
Rayna dünyadaki tek kadın değil. | Open Subtitles | (رايانا) ليست المرأة الوحيدة في العالم كما تعرف |
Baykuşlar Divanı'ndan olan kadın değil! | Open Subtitles | ليست المرأة من منظمة البوم |