"ليست تلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu değil
        
    • o değil
        
    Bunu nasıl harcayacağımız ise konuyla çok ilgili olmakla beraber, anımsayan benliğin bizim için sakladığı şey bu değil. TED وكيفية قضائها، سيبدو مترابطاً، لكن ليست تلك القصة التي تبقيها لنا نفسية الذكرى.
    Evet, bir kız işin içinde, ama hikayenin hepsi bu değil. Open Subtitles نعم , الفتاة متورطة لكن , ليست تلك القصة الكاملة
    Granüllerin kullanılma nedeni bu değil, sadece önemli şeyler için kullanılmalılar. Open Subtitles ليست تلك الأمور التي يكون الرذاذ لأجلها إنها يجب أن تستخدم فقط في المسائل المهمه
    Olabileceğimi sanmıyorum. Sadece o değil, öyle değil mi? Open Subtitles أظنني لست بحاجة لذلك, ليست تلك الفتاة فقط, أليس كذلك ؟
    Hülâsâ, Dünya gezegenini kurtarmakla ilgili bütün o saçmalıklar asıl sorun o değil. Open Subtitles لذا كل هذه الأمور حول إنقاذ كوكب الأرض، ليست تلك المشكلة.
    Denedim, ama mesele o değil. Open Subtitles لقد حاولت، لكن ليست تلك النقطة الاساسية، انني قلق..
    Şanslıyız ki, durum bu değil. Open Subtitles لقد كنا محظوظين جميعا لكن ليست تلك هي القضية
    - Belki o uçurabilir. - Denemeye değer, ama tek sorun bu değil. Open Subtitles ذلك يساوي المحاولة لكن ليست تلك المشكلة الوحيدة
    Bir, iki, Paskalya'nın çoğunda. Ama önemli nokta bu değil. Open Subtitles إسبوع، إثنان، معظم المعيار ليست تلك المعضلة
    Yapmanızı istediğimiz şey bu değil efendim. Open Subtitles سيدي، ليست تلك الطريقة التي نريد نخوض بها هذا
    Evet, hala anahtarım var. Olay bu değil Open Subtitles أجل، لازال لدي المفتاح، ليست تلك المشكلة
    Sorun bu değil, Bouchard! Kurallar bir amaç için vardır. Open Subtitles "ليست تلك النقطه يا "بوشارد القوانين وجدت لاسباب
    Bizim çalışma yöntemimiz bu değil. Open Subtitles ليست تلك الطريقة التي نعمل بها
    Beklediğim cevap bu değil. Open Subtitles ليست تلك الإجابة التي كنت ابحث عنها
    Yerçekimi silahını kullanma sebebim bu değil, ben... Open Subtitles ليست تلك طريقة أستخدم بها سلاح الجاذبية...
    Bir şeyler hazırladım ancak o değil. Open Subtitles حسنٌ، لقد أحضرت لك شيئاً، ولكن ليست تلك الأوراق
    - Hayır, hayır. o değil. Gerçek o. Open Subtitles كلا ، كلا ، كلا، ليست تلك الفتاة بل الفتاة الأصلية
    Mesele o değil. O hep çıplak. Open Subtitles ، ليست تلك هي المشكلة إنها عارية دائما
    o değil, lise mezunları toplantısı davetiyesinden bahsediyorum. Open Subtitles ليست تلك, بل الدعوة لحفلة الثانوية
    Hayır, hayır sorun o değil, zaman. Open Subtitles لا، ليست تلك هي المشكلة وإنّما الزمن
    Ama mesele o değil. Open Subtitles و لكن ليست تلك هي المسألة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more