Göründüğü kadar yakın değil Bayan Thursday. | Open Subtitles | حسنا، أنها ليست قريبة كما تبدو آنسة ثيرسداي |
Bence gayet güzel. Neyse ki deliğe yakın değil. | Open Subtitles | لقد ضربت اللحم، إنها ليست قريبة من الفتحة، |
- Evet. Orkestraya da fazla yakın değil. | Open Subtitles | انها ليست قريبة جدا من الأوركسترا. |
Annem arkamdaydı, ama konuşabilecek kadar yakın değildi. | Open Subtitles | كانت أمي خلفي لكن ليست قريبة كفاية لأُكلمها |
Gezegenler arıyoruz ana yıldızına çok yakın olmayan tüm suyun kaynayıp yok olmadığı ve ana yıldızlarından çok uzak olmayan tüm suyun donarak buzun içinde hapis kalmadığı yerler. | Open Subtitles | إننا نبحث عن كواكب ليست قريبة للغاية من نجمها الأم حيث قد تغلي كافّة المياه |
Çok da yakın bir yer değil ama. | Open Subtitles | ليست قريبة , أتعلمين هذا؟ |
3 ay yakın bir zaman değil. Ve bu da bu seferlik. | Open Subtitles | ثلاثة شهور ليست قريبة وهذا بالنسبة لهذه المرة فقط |
- Bunu al. - Çok teşekkürler. Bu arada, McIntyre Adası yakın değil. | Open Subtitles | . بالمُناسبة , جزيرة "ماكنتري" ليست قريبة |
Daha yakın değil. Onları telaşlandırmak istemiyorum. | Open Subtitles | ليست قريبة جداً ، لا أريدهم أن يتوتروا |
Çok da yakın değil, umarım. | Open Subtitles | ليست قريبة جداً ، كما أملت |
Yakın denecek kadar bile yakın değil. | Open Subtitles | إنها ليست قريبة حتى |
Benim için yeterince yakın değil. | Open Subtitles | ليست قريبة كفاية لي |
- Hayır, yeterince yakın değil. | Open Subtitles | - - لا , ليست قريبة بما فيه الكفاية. |
- Yeterince yakın değil. | Open Subtitles | ــ ليست قريبة بما فيه الكفاية |
Tamam, orası o kadar yakın değil, ama olur. | Open Subtitles | ليست قريبة ولكن لا بأس |
yakın değil. | Open Subtitles | إنها ليست قريبة |
Ve Fayetteville o kadar da yakın değil. | Open Subtitles | و فايتفيل ليست قريبة. |
Hayır, pek de yakın değil. | Open Subtitles | لا, ليست قريبة |
ve sağlık Kanada onay yakın değildi . (gülümseme ) | Open Subtitles | و موافقة وزاره الصحه الكنديه ليست قريبة الحدوث |
Çok yakın olmayan yerde ama asla çok uzak değil çok uzağa gitme, çok uzağa | Open Subtitles | حيث أنها ليست قريبة ¶ ¶ ولكن ليست بعيدة أبدا لا تذهب بعيدا جدا ¶ ¶ بعيدا جدا |
Metropolis yakın bir yer değil, Jimmy. | Open Subtitles | (متروبليس) ليست قريبة يا (جايمي). |
- Yeteri kadar yakın bir zaman değil. | Open Subtitles | السنة القادمة - السنة القادمة ليست قريبة - |