"ليست مجرد" - Translation from Arabic to Turkish

    • ibaret değil
        
    • daha fazlası
        
    • ibaret değildir
        
    • yalnızca
        
    • sadece bir
        
    • bunun sadece
        
    Artık sadece pin pon ve grup terapisinden ibaret değil. Open Subtitles إنها ليست مجرد لعبة كرة الطاولة والجلسات النفسية بعد الآن
    anlamlı... sadece noktalardan ibaret değil... hepimiz... Open Subtitles يعني شيئا هي ليست مجرد فوضى اعتقد باننا جميعا ..
    Bu benim için carpooldan çok daha fazlası. Open Subtitles انها ليست مجرد كاربوول بالنسبة لي
    Yeni Amerika'mızın, kuzeyiyle güneyiyle coğrafi bir rastlantıdan daha fazlası olduğunu hatırlattığı için minnettarız. Open Subtitles "فنحن ممتنون لتذكيرنا أن عالمنا الجديد هذا" "أمريكا، بشمالها وجنوبها، ليست مجرد مصادفة جغرافية"
    Ama diplomasi de sadece yalakalıktan ve basit işlerden ibaret değildir. Open Subtitles ولكن الديبلوماسيه ليست مجرد .. ان لاتهتم وبأنها مهمه سهله
    Değil mi? Brezilya müziği yalnızca başlıca müzik şirketlerinin gereklerine cevap vermiyor. TED صحيح؟ كما تعلمون، مشهد الموسيقى البرازيلية ليست مجرد إجابة على العناوين الرئيسية.
    Bunun sadece bir savaş olmadığını, ülkenin geleceği olduğunu söyledi sana. Open Subtitles قال لك أن الثورة ليست مجرد حرب عن مستقبل هذا البلد
    Bu gördüklerin rüyadan ibaret değil, o hayatından anılar olmalı. Open Subtitles ليست مجرد أحلام، حتماً هي ذكريات من تلك الحياة
    Bu iş sizin için hobiden ibaret değil sanırım. Open Subtitles التسويق التجاري للحركة. أفهم من هذا أنها ليست مجرد هواية بالنسبة لك؟
    Bu tapınak insan eliyle inşa edilmiş tuğlalardan ve sıvadan ibaret değil sadece. Open Subtitles هذا المعبد ليست مجرد الطوب وقذائف هاون بنيت على يد الرجال.
    Ama uyarıyoruz bu macera sadece bir çocuk masalından ibaret değil. Open Subtitles ولكن احترس تلك المغامرة ليست مجرد قصة للاطفال
    Bu gördüklerin rüyadan ibaret değil, o hayatından anılar olmalı. Open Subtitles ليست مجرد أحلام، حتماً هي ذكريات من تلك الحياة
    Bu bir bahar tatilinden daha fazlası. Open Subtitles هذه ليست مجرد اجازه ربيعيه فقط
    O sadece bir ceset değil, daha fazlası. Open Subtitles إنها ليست مجرد جثه تلك التي يريدونها
    Erkekler için sadece bir filmden ibaret değildir. Open Subtitles حسناً، الأفلام ليست مجرد أفلام بالنسبه للأولاد
    sadece bir şeyleri görüntülemekten ibaret değildir, ondan fazlasıdır. Open Subtitles إنها ليست مجرد مشهد ، بل هي أكثر من ذلك
    Çünkü benim için denklemler ve semboller yalnızca bir şey değil. TED لأنه، وبالنسبة لي، المعادلات والرموز ليست مجرد أشياء.
    Ama bu kolay değil; çünkü Küresel Hedefler yalnızca iddialı olmakla kalmıyorlar, aynı zamanda epey karmaşıklar. TED ولكن هذا ليس سهلا، لأن الأهداف العالمية ليست مجرد طموح، ولكنها أيضا معقدة جدا.
    Bu yaşlı insanların bilgeliği ücra bir yerdeki ihtiyarlar hakkındaki hikayelerin sadece bir derlemesi değil. TED ان حكمة هؤلاء الاجداد ليست مجرد تراكم علم من الاجداد في مكان معزول
    Bunun hoş bir fikir olduğunu, ancak sadece bir fikir olduğunu söyleyebilirsiniz. TED الآن، ربما تقولون أن هذه فكرة جيدة، لكنها ليست مجرد فكرة.
    Artık kadınların dünyadaki en önemli ve güçlü siyasi güç olduğuna inanıyorum ama bunun sadece anlık bir şey olmadığından nasıl emin oluruz? TED اعتقد أن النساء الآن هم أكبر قوة سياسية فعالة ومهمة في العالم، لكن كيف نضمن أن هذه ليست مجرد لحظة عابرة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more