| Gerçekten fare değiller, iki tanesi hariç. Kendimi iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | ليسو جرذان حقيقية, ماعدا أثنان منهم أنا لا أشعر بالأرتياح |
| Karıncaların ilgisini çekmeyi başarıyor ama saldırabileceği kadar yakında değiller daha. | Open Subtitles | يبدو أن النمل فضولي، لكنهم ليسو قريبين كفاية من البقة لتهاجمهم. |
| Fakat Oliver ve Wallace tam olarak göründükleri kişiler değiller. | Open Subtitles | و لكن أوليفر و والاس ليسو بالظبط كما يبدو أنهم |
| Ve hastalarım da araba değildir; belirtilerini her zaman aynı yoldan aktarmazlar. | TED | مرضاي ليسو سيارات; لا يقولون نفس الاعراض بنفس الطريقة في كل مرة. |
| Sizin gibi olmayan insanlar var. Artık düşman gözüyle baktığınız insanlar. | TED | هناك بشر ليسو مثلك. بشر تسميهم الآن بالأعداء، |
| Bu tür mesajları yollayan kişiler düşüncelerine göre belli ki anlayışlı değiller. | Open Subtitles | الناس الذين يرسلون هذا النوع من الرسائل ليسو مخطئين تماما في حكمهم |
| Ve bu insanlar gerçekte yoksul değiller. | TED | وهؤلاء ليسو أناس فعلاً مقهورين من الفقر |
| Aynı değiller. Farklı bakış açıları olan ve çok farklı dünya görüşüne sahip insanlar. | TED | انهم ليسو متشابهين. انهم بشر بأفكار مختلفة و وجهات نظر مختلفة نحو العالم. |
| Bhutan'lılar sürekli neye sahip olmadığına odaklanmış saplantılı insanlar değiller. | TED | اليوتانيون ليسو في سعي حثيث طموح يركز باستمرار على ما لا يملكون |
| Demokrasiyi getirdiler ama eski yönetimden daha iyi değiller. | Open Subtitles | يتظاهرون بالدمقارطيه لكنهم ليسو افضل من الاخرين |
| Biliyorum. Kaza olduğundan da emin değiller, zira kafa bulunamadı. | Open Subtitles | أعرف ، كما أنهم ليسو متأكدين بأنه حادث فلم يعثروا على رأسها |
| Adamlar katil. Benim gibi sevimli değiller. | Open Subtitles | إنهم قتله ولديهم صلابه إنهم ليسو محبوبين مثلى |
| Ama şu var ki... ben rejimdeyim ve karideslerle ilgili bir makale okudum hiç sağlıklı değiller. | Open Subtitles | هذه هي الأشياء التي انا على حمية غذائية منها و قرأت مقالاً عن هذه الروبيان انهم ليسو مفيدون لك |
| Onlar depo sorumlusu Kate, donanmanın özel timinden değiller. | Open Subtitles | لذا يجب أن تتوقع منهم دقة أكثر من العامة إنهم اصحاب متاجر كيت، ليسو ببائعين |
| Şüphesiz ki farklılıklar var, zira insanlar ve hayvanlar tam olarak aynı değiller. | Open Subtitles | مما لا شك فيه أن هناك اختلافات، حيث ان البشر والحيوانات ليسو سواء في جميع النواحي. |
| Bunun sebebi cebirin temel olarak zor olması ya da öğrencinin zeki olmaması değildir. | TED | ليس بسبب صعوبه درس الجبر أو أن الطلاب ليسو أذكياء. |
| Liderler yeni fikirler olan insanlar değildir, çünkü yeni fikirlere sahip olmak çok kolaydır. | TED | فالرياديون ليسو اولئك الذين يملكون الافكار الجديدة لانه من السهل جدا الحصول على الافكار الجديدة |
| Şu andaki tek meselem, bu yeni arkadaşımın,... içinde Goa'uld olmayan bu ilkel Unas'ın akşam yemeği olup olmayacağım. | Open Subtitles | - في الوقت الحاضر قلقي الرئيسي -بأنّ صديقِي الجديدِ - من السكان الأصلين الأوناس وهم ليسو تحت ولاية الجواؤلد |
| Biz, problemin evde yaşayan insanlar olmadığını şiddetle savunuyoruz. | TED | ببساطة ليسو سبب المشكلة. سوف نذهب أبعد من ذلك. |
| Bütün o saç sallamaları iyi dansçı olmadıklarını saklamak içindi. | Open Subtitles | كل ذلك الأزيز حول ذلك الشعر فقط لتشتيت الانتباه عن حقيقه انعم ليسو جيدين بالرقص |
| Dediği gibi, Onlar gerçek değil. Onlar sadece sanal deneyim, bir hayal. | Open Subtitles | كما قال لك هم ليسو حقيقيون انهم تجربه زائفه , انهم خيال |
| Eğer seni rahatlatacaksa onu yaptıklarında senin ebeveynlerin değillerdi. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كان هذا سيشعرك بحال أفضل . إنهم ليسو أبويك حقاً عندما فعلوا هذا |
| Saldırı yapan türler bendelerini yenilemede pek iyi değillerdir. | Open Subtitles | الذين من النوع الهجومي ليسو جيدين فعلا في تجديد اجسامهم |
| Ama hala ortalıkta yoklar. Bu arada kaçak göçmenler tüm bu işleri yapıyorlar, ama ortada hiç robot yok. | TED | إلا أنهم ليسو هنا بينما، لدينا مهاجرين غير شرعيين يقومون بكل العمل ولكن لا يوجد أس آليين |
| şimdi orada değildirler. İnsanların asıl problemlerle yüzleşebileceği, | TED | سلاسل التوريد التي عرضتها على الشاشة قبل قليل ليسو موجودين |
| Tahtadan olmadıkları sürece yılanlara kurşun işlemez ama kafatasçının küçük kukla elemanlarına ise? | Open Subtitles | الثعابين يمكنها التعامل مع الرصاص، طالما ليسو أوتاد لكن طفل الجمجمة دمية صغيرة؟ |
| Bu insanlar, modern olma girişimlerinde başarısızlığa uğrayan, hoş ve renkli ve sanki bir doğa yasası sayesinde kaderlerinde yok olmak olan insanlar değildirler. | TED | هؤلاء الناس هم ليسو محاولات فاشلة للتجديد طريفة وملونة ومعدّة لتختفي بعيداً وكأنها من قانون الطبيعة |