Bence, ağın içerisindeki bu teknoloijyi inşa eden insanların, bir çoğu insanları ilişkilendirmekte çok iyi değil. | TED | أفكر, في الأشخاص الذين بنوا كل هذه التكنولوجيا في الشبكة, الكثير منهم ليسوا جيدين في الإتصال بالناس. |
Meksikalılar senin için yeterince iyi değil, değil mi? | Open Subtitles | المكسيكيين ليسوا جيدين كفاية بالنسبة لك؟ |
Pasta aldım ama çocuğun ismini üzerine yazmamışlar... buradaki pastaneler iyi değil, haberiniz olsun. | Open Subtitles | لدي كيكة جاهزة لكنهم لم يكتبوا عليها اسم الصبي هنا الخبازون ليسوا جيدين |
-Demek sonunda, yeni komşularınız oldu. -Evet, eskisi kadar iyi değiller. | Open Subtitles | لديكم جيران جدد أخيراً - نعم ليسوا جيدين كمن قبلهم - |
O ustalar senin kadar iyi değiller. | Open Subtitles | هؤلاء المعلمين ليسوا جيدين مثلك |
Buradaki fedailer hiç iyi değil. | Open Subtitles | إن العازفين هنا ليسوا جيدين جداً |
ama... bitirmen için yeterince iyi değil mi? | Open Subtitles | ولكن... ليسوا جيدين بما فيه الكفاية لتنهي القطعة؟ |
Çünkü oradaki doktorlar buradakiler kadar iyi değil. | Open Subtitles | لأن الأطباء هناك ليسوا جيدين كما هنا |
Bunlar yeterince iyi değil. İzninizle, hemen döneceğim. | Open Subtitles | هؤلاء ليسوا جيدين كفاية إعذروني للحظة |
Benim kadar iyi değil mi? | Open Subtitles | ليسوا جيدين مثلى؟ |
İnsanlar iyi değil işte | Open Subtitles | البشر ليسوا جيدين جداً |
- Yeni adam çok iyi değil. | Open Subtitles | الممثلون الجدد ليسوا جيدين |
Bu insanlar yeterince iyi değiller mi? | Open Subtitles | أهؤلاء الناس ليسوا جيدين بما يكفي؟ |
- Çünkü yeterince iyi değiller. | Open Subtitles | حسناً, إنهم ليسوا جيدين |