"ليس أسوأ" - Translation from Arabic to Turkish

    • kötü değil
        
    • en kötüsü
        
    • kötü değildir
        
    Ama emin ol, yaptığım şey senin söylediğin "Ben hastalarım için oradayım." saçmalığından daha kötü değil çünkü hastalarının hepsi suçlu. Open Subtitles لكن هذا ليس أسوأ منك ومن تفاهاتك حول الدفاع عن مرضاك لأن هؤلاء المرضى الذين تعالجينهم هم مجرمون، هذه هي الفكرة
    Bir geçmişiniz var. Benim de var. Benimki sizinkinden kötü değil. Open Subtitles لكم ماضي,و لي ماضي ,و ماضي ليس أسوأ من ماضيكم
    Bu müzik yapmaktan ya da sen her ne yapıyorsan ondan daha kötü değil. Open Subtitles ليس أسوأ من صنع الموسيقى أو هذا الشيء الذي تفعله
    Sadece Amerika'nın değil, gelmiş geçmiş bütün başkanların en kötüsü. Open Subtitles إنه ليس أسوأ رئيس للولايات المتحدة إنه أسوأ رئيس بين الرؤساء
    Başkanın dediği gibi, otlar alkol kadar kötü değildir. Open Subtitles وكما قال الرئيس أن الحشيش ليس أسوأ من الكحول
    Sakin ol. Bender'dan daha kötü değil. Open Subtitles كفاك غضباً هو ليس أسوأ من بيندر
    Ozzy Queensland' de burnuna karınca çektiği zamankinden kötü değil. Open Subtitles ليس أسوأ من "أوزي" عندما دخن صف النمل في فيلم أرض الملكات
    Ezmek kadar güzel değil ama o kadar da kötü değil. Open Subtitles ليس بجودة التحطيم لكن ليس أسوأ أيضاً
    Durumu aynı. En azından daha kötü değil. Open Subtitles إنهكماهو ، ليس أسوأ بأية حال
    Ondan daha kötü değil. Open Subtitles -إنّه ليس كذلك ، ليس أسوأ من ذلك
    Yargılama beni Elijah. Yaptığım şeyler Klaus'un zamanında yaptıklarından daha kötü değil. Open Subtitles لا تنتقدني يا (إيلايجا)، فما فعلتُه ليس أسوأ من أيّ شيء فعله (كلاوس) قطّ.
    Bundan daha kötü değil. Open Subtitles ليس أسوأ من هذا
    Bu bana ve Chuck'a yaptığından daha da kötü değil. Open Subtitles إنه ليس أسوأ ممافعلتيه لي أنا و(تشاك
    kötü değil. Open Subtitles ليس أسوأ
    Daha kötü değil. Open Subtitles إنه ليس أسوأ
    - Eskisi kadar kötü değil. Open Subtitles إنه ليس أسوأ
    Oldukça kötüleşir. en kötüsü bu değil. Open Subtitles بالواقع سيكون جسيمًا، لكن هذا ليس أسوأ ما بالأمر.
    en kötüsü de bu değil. Gel, sana söylemem gereken şeyler var. Open Subtitles هذا ليس أسوأ ما في الأمر هيا، يجب أن أخبركِ بشيء
    Ve yine de bu ahmaklık göstergesi. Bunu ifade etmek değil en kötüsü. Open Subtitles كان وبعد أن مغفل المعرض و اقول ليس أسوأ ما في الأمر.
    Ağustos'ta St. Louis'ten kötü değildir herhâlde. Open Subtitles ليس أسوأ من سانت لويس في أغسطس.
    Eğer Pierce'tan daha iyi değilsek ve Pierce'da bizden kötü değilse, demek ki hiç kimse o kadar kötü değildir. Open Subtitles إذا لم نكن أفضل من (بيرس) و (بيرس) ليس أسوأ منا هذا يعني... أنه لا أحد بذلك السوء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more