Adadan ayrılalı 3 yıl oldu. Artık güvendesin. sadece bir rüyaydı. | Open Subtitles | لقد غادرتَ الجزيرة منذ ثلاثة أعوام، إنّك بمأمن هنا، كان حلماً ليس إلاّ |
Ona göre, burasi sadece bir para kaynagiydi. | Open Subtitles | بالنسبة له، هذا المكان ليس إلاّ صندوقاً مالياً. |
Yani han bulmacanın sadece bir parçası. | Open Subtitles | أقصد، النزل ليس إلاّ قطعة واحدة من اللغز. |
Başka anlamlar çıkarma. Zoey çözülmesi gereken bir sorun, hepsi bu. | Open Subtitles | لا تمعن كثيراً في تحليل الأمر، كانت (زوي) تحدياً ليس إلاّ |
Sadece senin için endişelendim, hepsi bu. | Open Subtitles | كنت قلقلة عليكِ فحسب ، ليس إلاّ |
- Kendimi biraz bitkin hissediyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | - أنا فقط أشعر بإرهاق بسيط , ليس إلاّ - |
O sadece bir tek şey ile ilgilenir kendi kişisel zenginliği ve güç. | Open Subtitles | إنه يكترث بثرائه وقوّته ليس إلاّ. |
sadece bir başlangıç. | Open Subtitles | هذه بداية ما يوجد هنا ليس إلاّ |
Artık sadece bir eyalet istiyor. Sadece Noricum. | Open Subtitles | إنه يطلب الآن مجرّد مقاطعة واحدة، (نوريكوم) ليس إلاّ. |
Yani sadece bir şey demeye mi çalıştın? | Open Subtitles | فأنت توضّح مرادك ليس إلاّ |
- sadece bir rüya olacak. | Open Subtitles | أن يكون مجرد حلم ليس إلاّ |
Güzel. sadece bir sıyrık. | Open Subtitles | أجل، جيّد، إنه سحج ليس إلاّ |
Bu sadece bir oyuncak. | Open Subtitles | هذا ليس إلاّ لعبة. |
Gördüğünüz gibi ölüm sadece bir başlangıç. | Open Subtitles | أترين... الموت ليس إلاّ البداية. |
O sadece bir iddia! | Open Subtitles | -هذا ادّعاء ليس إلاّ |
- Kendimi biraz bitkin hissediyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | -أنا فقط أشعر بإرهاق بسيط , ليس إلاّ |
Birkaç hafta, hepsi bu. | Open Subtitles | بضعة أسابيع ليس إلاّ |
Kilise işte, hepsi bu. | Open Subtitles | إنها مجرد كنيسة، ليس إلاّ |