Tam olarak değil. Eskiden ırklar arası evlilik kabul edilmiyor, kadınlar oy kullanamıyordu... | Open Subtitles | ليس بشكل كلي , كنا من قبل عرقيين بمسألة الزواج , الآن يمكن للنساء التصويت |
Ortak ihtimalini eledik ama kesin olarak değil. | Open Subtitles | لقد استبعدنا وجود شريك لكن ليس بشكل قاطع |
Bireysel olarak değil, bir tür olarak düşünmeliyiz. | Open Subtitles | علينا التفكير ليس بشكل فردي، بل التفكير بكل الأجناس. |
Pek sayılmaz. İnternet'ten beri, hayır. | Open Subtitles | لا ليس بشكل فعلي ليس بعد وجود الإنترنت |
Aslında değildi. pek değil. | Open Subtitles | حسناً، هو لم يفعل ليس بشكل كلي |
Ama bildiğin kaldırmalardan değildi. | Open Subtitles | لكن ليس بشكل عادي. أنها أستخدمت أصبعين. |
- Ayrıca bir dönem şeriflik yaptın. - Resmi olarak değil. Hem de, uzun bir süre değil. | Open Subtitles | كما أنك كنت المأمور يوماً ما ليس بشكل رسمي- |
Direkt olarak değil. Özellikle bu günlerde. | Open Subtitles | ليس بشكل مباشر خاصة في هذه الأيام |
Sürekli olarak değil. Daha çok ceza gibi. Yani umarım. | Open Subtitles | ليس بشكل دائم لكن لبعض الوقت، كما آمل |
Ryan, beni geri döndürmen gerekmiyor. Kalıcı olarak değil. | Open Subtitles | "رايان" ، ليس من الضرورى ان تعيدنى للعمل ليس بشكل دائم |
Yani, direk olarak değil en azından. | Open Subtitles | أعني ليس بشكل مباشر على أي حال |
- Tam olarak değil. - Temel şeyleri biliyorum... | Open Subtitles | حسناً ، ليس بشكل رسمي ولكن أعرف المبادئ |
- Şeyy, resmi olarak değil, ama süper bir mülakat geçirdim. | Open Subtitles | - حسنا, ليس بشكل رسمي ولكنني قمت بأروع مقابلة |
Direk olarak değil ama sonuçta o da olacak. | Open Subtitles | ليس بشكل مباشر لكني سأفعل في النهايه |
Zaman ayrımcılığını tecrübeliyoruz, ve bize şunu söylüyor; sadece yapısal olarak değil, ayrıca kişisel olarak, kaybedilmiş keyif anlarında, kaybedilmiş bağ anlarında, sevenlerle geçirilecek kaybedilmiş kaliteli zamanda ve kaybedilmiş sağlıklı yaşam yılları. | TED | نحن نعاني من العنصرية ’الوقتية‘ كما يقول لنا، ليس بشكل هيكلي فقط، ولكن بشكل شخصي أيضًا: من خلال خسران لحظات الفرح، خسران لحظات التواصل، خسران في نوعية الوقت الذي نمضيه مع أحبائنا وخسران أعوام من الحياة ذات النوعية السليمة. |
Evet, fakat ciddi olarak değil. | Open Subtitles | نعم, لكن ليس بشكل جدي |
Pek sayılmaz. Yatağımı şimdiden özledim. | Open Subtitles | ليس بشكل جيد لقد بدأت للأشتياق لسريري |
Pek sayılmaz, hayır. | Open Subtitles | ليس بشكل خاص، لا. |
Pek sayılmaz. | Open Subtitles | . ليس بشكل مباشر. |
Hayır, pek değil. | Open Subtitles | كلا ليس بشكل خاص |
- Hayır, pek değil. | Open Subtitles | _ ليس بشكل جيد _. |
Ama bildiğin kaldırmalardan değildi. | Open Subtitles | لكن ليس بشكل عادي. |
Yaralar morarmaya başladı, araştırmayı sınırlandırır ama yeteri kadar değil. | Open Subtitles | الطفح بدأ يتحول الى اللون القرمزى مما يضيق نطاق البحث قليلا و لكن ليس بشكل كافى |