Alina'nın babasını bulduk, bir saat sonra bina patladı. Bu kaza değildi. | Open Subtitles | نحن وجدنا لألينا أباها ، بعد ساعة من ذلك كان المكان يشتعل ، إنه ليس حادثاً |
Anlıyorum. Yani bu bir kaza değildi diyorsun? | Open Subtitles | يعتمد على ذلك , يعتمد على ذلك , بإنك تقول بإنه ليس حادثاً |
Anlıyorum. Yani bu bir kaza değildi diyorsun? | Open Subtitles | يعتمد على ذلك, يعتمد على ذلك, بإنك تقول بإنه ليس حادثاً |
Bu bir kaza değil. | Open Subtitles | فهو ليس حادثاً إنما حادثة عرضية, |
kaza olmadığını nereden biliyorsun? | Open Subtitles | آني لك أن تعلم بأنه ليس حادثاً ؟ |
Endüstriyel bir facia değildi elbet lakin çok daha hain bir şeydi. | Open Subtitles | ليس حادثاً من حوادث الصناعة طبعا ولكن أدهى وأخبث |
Biliyorsun, bu normal bir kaza değildi. | Open Subtitles | تعلمين هذا كان ليس حادثاً طبيعياً. |
Bazuka kaza değildi, çok yanılıyorsun. | Open Subtitles | الموت بـ"بازوكا" ليس حادثاً أيتها الساقطة المختلة |
Korkarım kaza değildi. | Open Subtitles | أخشى إنه ليس حادثاً |
Biliyor musun? Bu kaza değildi. | Open Subtitles | أتعرفين هذا ليس حادثاً |
Şüphesiz siz de doğrulatmışsınızdır JFK havaalanındaki çarpışma tehlikesi bir kaza değildi. | Open Subtitles | بما أن ليس لديكِ شك بأن واقعة اقتراب التصادم في مطار (جون كينيدي) ليس حادثاً |
Callie'ye olanlar bir kaza değildi. - Ne dediniz? | Open Subtitles | ما حدث لـ(كالي) ليس حادثاً |
Hayır, kesinlikle kaza değil. | Open Subtitles | كلاّ، هذا ليس حادثاً بالتأكيد. |
Ölümü kaza değil miydi? Hayır, hayır. | Open Subtitles | أتظن أن موتها ليس حادثاً ؟ |
Şuna bak. Kan. Bu bir kaza değil. | Open Subtitles | دم هذا ليس حادثاً |
Ona kaza olmadığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أنهُ ليس حادثاً |
Endüstriyel bir facia değildi elbet lakin çok daha hain bir şeydi. | Open Subtitles | ليس حادثاً من حوادث الصناعة طبعا ولكن أدهى وأخبث |