"ليس حقيقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • doğru değil
        
    • gerçek değil
        
    • Pek değil
        
    • Pek sayılmaz
        
    • Tam olarak değil
        
    • gerçek değildir
        
    - Bu doğru değil. - Hissedebiliyorum bunu. Sorun değil. Open Subtitles هذا ليس حقيقة أستطيع الشعور به ,الأمر على مايرام
    - Bu doğru değil. - Hissedebiliyorum bunu. Sorun değil. Open Subtitles هذا ليس حقيقة أستطيع الشعور به ,الأمر على مايرام
    Ancak şu anda gördüğümüz şey şu, insan bilimsel bir gerçek değil, sürekli değişen, sıralı bir fikir ve zamanla değişen bir şey. TED ولكن ما أدركناه الآن أن الإنسان ليس حقيقة علمية، بل سلسلة من الأفكار التي تتغير دائمًا إضافة إلى تغيرها مع الوقت.
    Pek değil,hayır. Otelden tahliye edildim. Open Subtitles كلا، ليس حقيقة طُردت من الفندق
    - Pek sayılmaz. Hayır. - Sorun şu ki, o boyuta yalnızca iblisler geçit açabilir. Open Subtitles ليس حقيقة , لا الشياطين فقط هم من يمكنهم فتح المعبر إليها
    Tam olarak değil ama. Ben deli değilim. Open Subtitles ليس حقيقة,أنا لست مجنونًا.
    Bu sonuç şunu anlamama yol açtı; insan somut, inkâr edilemez bir gerçek değildir. TED وهذا ما أوصلني إلى فهم أن الإنسان ليس حقيقة صلبة باردة.
    Kız kardeşime bir kaza geçirdiğimi söyledim ama bu doğru değil. Open Subtitles أخبرت أختي أنني أصبت بحادثة، ولكن هذا ليس حقيقة ..
    - doğru değil ki bu ama. - Nasıl yani? Open Subtitles لكنه ليس حقيقة عن ماذا تتكلم ؟
    Bu doğru değil. Bailey'den çok hoşlanıyorum. Open Subtitles هذا ليس حقيقة,انا معجب جداً ببيلي
    Hayatımda ilk kez doğru değil bu. Open Subtitles لأول مرة في حياتي، كلامك ليس حقيقة
    Hiçbiri doğru değil. Sikeyim seni. Open Subtitles كل هذا ليس حقيقة. عليك اللعنة.
    Kleopatra'nın öldüğü doğru değil. Open Subtitles و ليس حقيقة انها ماتت
    gerçek değil. - Yeterli olmadığımı mı düşünüyorsun? Open Subtitles إنه ليس حقيقة الاتعتقد أني جيد بالقدر الكافي ؟
    D.C. için yolum açılıyor. Bunların hiçbiri gerçek değil. Open Subtitles و كنت أستعد للإنتقال الى واشنطن كل هذا ليس حقيقة
    Hayatınla ilgili bildiğini sandığın hiçbir şey gerçek değil! Open Subtitles كل شيء تعتقد بأنك تُدركه في حياتك، فهو ليس حقيقة!
    - Hayır, Pek değil. - Oh, Tanrım, işte başlıyoruz. Open Subtitles كلا، ليس حقيقة - ها قد بدأنا -
    Hayır, Pek değil. Open Subtitles كلا، ليس حقيقة.
    Pek değil. Yani, aslında ben biraz sistemin dışında çalışıyorum. Open Subtitles ليس حقيقة أتطور خارج النظام
    İki başrol oyuncumuzun, seks kayıtlarıyla, filme fazladan bir milyon dolar daha maliyet getirmeye karar vermelerini göz önünde bulundurursak, Pek sayılmaz. Open Subtitles ليس حقيقة. اعتباراً أن ممثلانا الرئيسيان قرّرا تكليفنا مليون دولار إضافي
    Pek sayılmaz, ama sana ne yapacağımı söyleyeyim. Open Subtitles لا. لا ليس حقيقة, لكن سأخبرك مالذي سأفعله
    - Tam olarak değil. Open Subtitles -كلا، ليس حقيقة
    ve sonra uygulama -- gerçekten oraya gidip işi yapmak, çünkü yaptığınız icat, inşa edilene kadar gerçek değildir. TED ثم التطبيق والتنفيذ -- أي الخروج والقيام باالعمل فعليا لأنه عندما تبتكر شيئا، فإنه ليس حقيقة حتى تقوم ببنائه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more